kaynamak ne demek?

  1. Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak.
  2. Yiyecek, içecek pişmek, haşlanmak

    Doktorun sade kaynamış kahvesini söylemesini bekledi ve garson gider gitmez konuştu.

    T. Buğra
  3. Yerden çıkmak
  4. Kırık, çatlak kemik veya metal parçalar eski durumunu almak, birbirine yapışmak.
  5. Yara kapanmak, iyileşmek.
  6. Mayalı bir şey kabarıp köpürmek.
  7. Mide ekşimek.
  8. Çalkantı durumunda olmak, dalgalanmak.
  9. (en)Spill over with.
  10. (en)Boil.
  11. (en)Broil.
  12. (en)Crawl.
  13. (en)Seethe.
  14. (en)To boil.
  15. (en)To ferment.
  16. (en)To effervesve.
  17. (en)To burn.
  18. (en)To sour.
  19. (en)To surge up.
  20. (en)To seethe.
  21. (en)To swarm with sb/sth.
  22. (en)To teem with.
  23. (en)To crawl with.
  24. (en)To be alive with.
  25. (en)To abound in/with sth.
  26. (en)To knit.
  27. (en)To swarm.
  28. (en)To teem.
  29. (en)To become welded.
  30. (en)To be wasted.
  31. (en)Gate crashing.
  32. (en)Bubble.
  33. (en)Stew.
  34. (en)Well.

kaynama

  1. Kaynamak işi.
  2. Bir sıvının doygun buhar basıncının bulunduğu ortamın basıncına denk olduğu durumda, kabarcık oluşumuyla birlikte buhar evresine geçişi.
  3. (en)Boiling.
  4. (en)Boil.
  5. (en)Ebullition.
  6. (en)Surging up.
  7. (en)Bubbling up.
  8. (en)Knitting.
  9. (en)Bubble.

kaynama derecesi

  1. (en)Boiling range.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

kaynamakaynama derecesikaynama noktasıkaynama noktası yükselimikaynama noktası yükselmesikaynakaynaçkaynaç taşıkaynaçtaşıkaynağa görekayn
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın