Sert, yumuşak karşıtı
Örnek:
Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu. F. R. Atay
Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim.
Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı olan.
Sıvıların ve gazların tersine, içinde bulunduğu kabın veya üstünde bulunduğu yerin biçimini almayan, sulp.
Çok, aşırı derecede
Taşlık.
Bkz.Katı hal.
Çeşitli omurgalı veya omurgasız hayvanların sindirim kanalı üzerinde bulunan ve besinin öğütüldüğü kaslı bölge. Taşlık.
Atom, yükün ya da moleküllerin, aralarındaki etkileşimlerle oluşturduklarl örütlerde belirli biçim ve oylum kümelerinde toplandıkları, dolayısıyla ancak titreşim yapabildikleri evre. (Cam, zift gibi özdekler, görünüş benzerliklerine karşın örüt yapılı olmadıklarından kati durumda sayılmazlar.)
Özdegin belirli bir oylumu ve belirli bir biçimi olan hali; bir katının öğecikleri, değişmez bir denge konumu çevresinde titreşir, ancak yer değiştiremez, anlamdaş katı, katı durum.
Özdegin belirli bir oylumu ve belirli bir biçimi olan hali; bir katının öğecikleri, değişmez bir denge konumu çevresinde titreşir, ancak yer değiştiremez, anlamdaş katı, katı durum.
Duyularla algılanabilen, bölünebilen, ağırlığı olan nesne, özdek
Örnek:
Bütün uyuşturucu maddeler gibi, vazgeçemeyeceği kadar bağlanarak yalana alışır. N. Cumalı
Bir şeyi oluşturan öge.
Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm
Örnek:
Kanun tatbikatında merhamet bilmez. Suçları maddeleriyle ölçer. Hükmünü verir, çarpar. H. R. Gürpınar
Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri
Örnek:
Bir uzmanla buluşacağı zaman ansiklopediyi açar, o konuyla ilgili maddeyi okur. S. Birsel
İleri sürülen sorun.
Para, mal vb. ile ilgili şey.
Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım.
Bk. özdek
Bk. sınar
Uzayda yer kaplayan ve kütlesi olan her şey.
Bir testte yer alan soru ya da alıştırmalardan her birine verilen ad.
Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı.
Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen
Örnek:
Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor. T. Buğra
Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı.
Güçlü kuvvetli
Örnek:
Kapıyı kapadı, döndü, sert adımlarla ilerledi. M. Ş. Esendal
Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı.
Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan
Örnek:
Birçokları beni dik ve sert olduğum için belki sevmiyorlardı. M. Ş. Esendal
Gönül kırıcı, katı, ters
Örnek:
... sarardı, dudakları titredi, ama adam sert bir davranışla kadehi kadının eline tutuşturdu. H. E. Adıvar
Hırçın, öfkeli, hiddetli, gönül kırıcı
Sertlik özelliği gösteren.
Acrimonious.
Boisterous.
Curt.
Dour.
Ferocious.
Fresh.
Potent.
Brisk.
Crabby.
Craggy.
Draconian.
Generous.
Heavy handed.
High.
Keen.
Hard line.
Hard.
Stiff.
Tough.
Strong.
Unshaded.
Brisk, boisterous.
Short.
Round.
Firm.
Sharp.
Strict.
Harsh.
Drastic.
Severe.
Violent.
Brutal.
Acrid.
Adamant.
Astringent.
Austere.
Bitter.
Bossy.
Cast-Iron.
Caustic.
Crusty.
Cutting.
Exact.
Exacting.
Fierce.
Flinty.
Forbidding.
Get-Tough.
Granite.
Grim.
Gruff.
Heady.
Leathery.
Pungent.
Repressive.
Rigid.
Rigorous.
Rough.
Rude.
Scathing.
Smart.
Starchy.
Steely.
Stern.
Stony.
Surly.
Turbulent.
Uncharitable.
Unkind.
Vehement.
Vitriolic.
Biting.
Hurtful.
Brusque.
Abrupt.
Pung.
Nipping.
Dur
reklamlar
Bunları Kaçırmayın
BİS, bir sözün içinde geçtiği başka sözler bulmak için üretilmiş bir araçtır, özellikle birden çok sözden oluşan çeşitli terim ve deyimleri bulmaya yarar. (BİS Kelime Türetmece)
Belirli harflerini bildiğiniz kelimeleri bulabilirsiniz. (Bulmaca Yardımcısı)