kaba saba ama içten ne demek?
- Rough and ready.
rough
- Tip kakmak, kötü davranmak
- Kabaca
- Pürüzlendirmek
- (spor) itip kakmak
- Pürüzlü, düzgün olmayan
- Tüylü
- Taşlık
- Inişli yokuşlu
- Kaba, zahmetli, sert
- Fırtınalı
kaba
- Bkz. kalça
- Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı
- Taneleri iri.
- Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse)
- Hafif olduğu hâlde kalın veya hacimli
- Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer.
- Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü
- (C.: Akbiye) Üste giyilen elbise. Kaftan, cübbe.
- Doric.
- Rough.
kaba adam
- Bounder.
- Tyke tike.
saba
- Sabahleyin gün doğusundan esen hafif ve yumuşak rüzgâr.
- Klasik Türk müziğinde bir birleşik makam.
- Gündoğusundan esen hafif rüzgar.
- gündoğusundan esen hafif rüzgar. türk müziğinin en eski makamlarından
- Gün doğusundan esen hoş ve latif rüzgar.
- Island in the Netherlands Antilles that is the top of an extinct volcano.
ama
- Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma
- Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarayan bir söz
- Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlayan bir söz
- Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılan bir söz.
- Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilen bir söz
- Görme engelli.
- Dağbaşlarında olan duman.
- Kör. Gözü görmeyen. (Osmanlıca'da yazılışı: a'ma)
- Bk. kör
- Only.