kızarmak ne demek?

  1. Kırmızı veya ona yakın bir renk almak

    Nihat, yüzü kızarmış, alçak sesle söylendi.

    P. Safa
  2. Bazı sebze ve meyveler olgunlaşmaya başlamak, olgunlaşmak.
  3. Utanç, öfke vb. duyguların etkisiyle, kanın yüze hücumu sonucu yüz kırmızı bir renk almak
  4. Yiyecekler tavada kızgın yağ içinde veya ateşte kırmızılaşarak pişmek
  5. (en)Brown.
  6. (en)Turn red.
  7. (en)Go red.
  8. (en)Redden.
  9. (en)Blush.
  10. (en)Be roasted.
  11. (en)Be fried.
  12. (en)Be toasted.
  13. (en)Color.
  14. (en)Color up.
  15. (en)Colour.
  16. (en)Colour up.
  17. (en)Crimson.
  18. (en)Flame.
  19. (en)Glow.
  20. (en)Toast.
  21. (en)Roast.
  22. (en)To turn red.
  23. (en)To redden.
  24. (en)To blush.
  25. (en)To be fried.
  26. (en)To be toasted.
  27. (en)To be roasted.
  28. (en)To flush.
  29. (en)To become flushed.
  30. (en)To fry.
  31. (en)To toast.
  32. (en)To roast.
  33. (en)To glow.
  34. (en)Chafe.

kızarma

  1. Kızarmak işi.
  2. (en)Turning red.
  3. (en)Blushing.
  4. (en)Flush.
  5. (en)Glow.
  6. (en)Suffusion.
  7. (en)Toasting.
  8. (en)Roasting.
  9. (en)Glowing.

kızarmamak

  1. (en)Form of kızarmak) brown, turn red, go red, redden, blush, be roasted, be fried, be toasted, color, color up, colour [Brit.], crimson, flame, glow, toast.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

kızarmakızarmamakkızarmışkızarmış çöpçükızarmış ekmekkızarkızarabilmekızarıkkızarıklıkkızarıp bozarmakkızakızafkızağa almakkızağa binmekkızağa çekmek
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın