kırık ne demek?

  1. Kırılmış olan

    Kırık pencereden ay, ışığını donduran bir soğuklukla odaya akıyor.

    H. E. Adıvar
  2. Melez.
  3. Tam nota göre düşük olan (not).
  4. Kırılmış bir şeyden ayrılan parça.
  5. Kemiğin bir etki ile kırılması.
  6. Bir şeyin kırılan yeri.
  7. Kırıntı.
  8. Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul.
  9. Kadının veya erkeğin yasalara ve törelere aykırı olarak ilişki kurduğu erkek veya kadın.
  10. Fay.
  11. Daha önce sıkışık, sertleşmiş katmanların dikey doğrultuda yer değiştirmeleri sonunda yer yer kırılmaları ve bir kırılma düzlemi boyunca kayıp çökmeleriyle oluşan yer biçimi.
  12. Kemik dokusunun bütünlüğünün bozulması, fraktür.
  13. (en)Broken.
  14. (en)Fractured.
  15. (en)Cracked.
  16. (en)Split.
  17. (en)Break.
  18. (en)Fracture.
  19. (en)Breakage.
  20. (en)Disillusioned.
  21. (en)Hybrid.
  22. (en)Mongrel.
  23. (en)Broken piece.
  24. (en)Failing grade.
  25. (en)Offended.
  26. (en)Hurt.
  27. (en)Breach.
  28. (en)Fault.
  29. (fr)Faille

kırık atımı

  1. Bir kırıkta, yer değiştiren iki nokta arasındaki en kısa uzaklık.
  2. (en)Net slip.
  3. (al)Wahre Schublâne Bruch
  4. (fr)Rejet net, déplacement vertical

kırık aynası

  1. Bir kırıkta, iki kanadın yerlerinden oynaması ve birbirlerine sürtünmesiyle oluşan, koşut çizikli, cilâlı kırık düzlemi.
  2. (en)Slickenside.
  3. (al)Rutschspiegel, Harnisch
  4. (fr)Miroir de faille, miroir de glissement, miroir de frottement

Türetilmiş Kelimeler (bis)

kırık atımıkırık aynasıkırık ayrığıkırık bezelyekırık bilimikırık çizgikırık çizgisikırık çoğulkırık dişkırık doğrultusukırıcıkırıcı bir şekildekırıcı eleştirikırıcı konuşmakkırıcı merdane
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın