in fashion ne demek?
- Popüler, tarz, gözde
in fact
- Gerçekte, adeta, aslında, gerçekten, doğrusu, hatta
in faith
- Inanarak, inançla, güvenle, güvenerek, itimatla, itimat ederek
fashion
- Moda, adet, usul, kılık, biçim, şekil
- Tarz, üslûp
- Davranış
- Kibar sınıf hayatı
- Üst tabaka, yüksek zümre
- Yapmak, şekil vermek
- Yapmak, biçimlendirmek, uydurmak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
in factin faithin farkindain faultin fault ofinin a bad conditionin a bad fixin a bad lightin a bad moodin a bad temperin a bad wayin a big hurryin a big wayin a bodyii 0i accepti adore youi agreefashionfashion arbiterfashion designfashion designerfashion desinfashion displayfashion housefashion lookfashion modelfashion paradefashfasfas çekirgesifas dirhemifas santimifas tekerleği