iğfal etmek ne demek?

  1. Aldatmak, kandırmak, baştan çıkarmak.

    Bu takdirde hem kendilerini hem de milleti iğfal etmiş olurlar.

    Atatürk
  2. Irzına geçmek, tecavüz etmek

    Bir genç kızı izdivaç vaadiyle iğfal etmiş bir adamın mesuliyetini, vicdan azabını ve nihayet hicabını duyuyordu.

    Yakup Kadri Karaosmanoğlu
  3. (en)Seduce.

iğfal eden

  1. (en)Seducer.

iğfal ve ikna kabiliyetine haiz

  1. Bk. aldatma kabiliyetine haiz.

etmek

  1. Bir işi yapmak
  2. Bir durumu ortaya çıkarmak.
  3. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
  4. Bulmak, erişmek
  5. Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
  6. Herhangi bir değerde olmak
  7. Vermek.
  8. Eşit değer kazanmak.
  9. (en)Step.
  10. (en)Say.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

iğfal edeniğfal ve ikna kabiliyetine haiziğfal ve ikna kabiliyetine haiz değiliğfaliğ ağacıiğ iplikiğ iplikcikleriiğ iplikçiğietmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın