high definition ne demek?
- Yüksek netlik
yüksek
- Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan
- Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan
- Güçlü, etkili, şiddetli.
- Derece veya makamı bakımından üstün.
- Normal değerlerin üstünde olan, çok
- Erdemli, faziletli.
- Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan.
- Yukarıda, üst tarafta olan yer
- Elevated.
- Exalted.
high definition television
- Yüksek tanımlı televizyon
high
- Büyük vites
- Rekor, zirve, uçma
- Barometrenin yüksek olduğu bölge
- Argo esrar tesiri altında olma
- Yüksek, ali
- Kendini beğenmiş, azametli
- Yüce, muhteşem
- Mağrur, kibirli
- Tiz, yüksek perdeden
- Kokmuş (et)
definition
- İzah, tavsif
- Kesinleştirme
- Belirleme
- Seçiklik
- Belirtme, açıklama
- Tarif, tanımlama
- Berraklık, vuzuh
Türetilmiş Kelimeler (bis)
high definition televisionhighhigh accuracyhigh algebrahigh alloy steelhigh altitudehigh altitude aircrafthigh altitude bombinghigh altitude diseasehigh altitude enginehigh altitude flighthigglehiggledy piggledyhiggledypiggledyhigglerhigglingdefinitiondefinition and datadefinition by abstractiondefinition chartdefinition listdefinition listsdefinition of observation unitdefinition of the markdefinition of the situationdefinition onlydefinitifdefinitedefinite articledefinite integraldefinite invoicedefinite method of measurement