hazing ne demek?
- Dayak atma
- Fazla veya zor iş
- Şaka olarak munasebetsiz işler yaptırma.
dayak
- Bir insanı veya bir hayvanı dövme işi, sopa, patak, kötek.
- Bir şeyin yıkılmaması için dayanan ağaç, destek, payanda
- Evlerin kapısının açılmaması için kapının arkasına konulan kol, destek, sürgü.
- (Mimarlık) Bir yapının yıkılmaması için yapıya dayatılan destek.
- Sleeper.
- Beating.
- Thrashing.
- Corporal punishment.
- Whipping.
- Prop.
hazin
- Acıklı, üzüntü veren, dokunaklı.
- Hüzünlü, kederli.
- Üzüntü veren, gamlandıran, kederlendiren.
- Hazine nazırı, bekçi.
- Sorrowful.
- Pathetic.
- Dolorous.
- Lugubrious.
- Mournful.
- Melancholy.
hazine
- Altın, gümüş, mücevher vb. değerli eşya yığını, büyük servet
- Değerli şeylerin saklandığı yer.
- Gömülü veya saklıyken bulunan değerli şeylerin bütünü.
- Kaynak
- Devlet malı veya parası.
- Devlet malının veya parasının saklandığı yer.
- Devletin altın, döviz, bono ve nakit işlemlerini maliye ile birlikte düzenleme görevini üstlenen makam.
- Büyük bağlılık duyulan, değer verilen şey veya kimse.
- Devlet gelirlerinin toplandığı ve giderlerinin yapıldığı kurum.
- Altın, gümüş, mücevher vb. değerli eşya yığını.