hayat sigortası yaptırmak ne demek?
- Assure one's life.
assure
- Temin edici söz söylemek
- Temin etmek
- İkna etmek
- Söz vermek
- Sigorta etmek
- Garanti etmek, güvenceye almak
hayat
- Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa.
- Hayat biçimi, içinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı.
- İçinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı.
- Canlılığı gösteren hareket, kaynaşma.
- Yaşamayı sağlayan şartların bütünü.
- Canlı, sağ olma durumu.
- Geçim şartlarının bütünü.
- Yaşam.
- Durum.
- Yazgı.
hayat adamı
- Zamana kolayca uyan, her türlü güçlüğü yenmesini bilen kimse.
- Man who enjoys life.
- Man of the world.
sigorta
- Bir şeyin veya bir kimsenin herhangi bir yönden ileride karşılaşabileceği zararı gidermek için, önceden ödenen prim karşılığında bu işle uğraşan kuruluşla yapılan iki taraflı bağlantı sözleşmesi
- Bu tür sözleşmeleri yapan şirket.
- Özellikle elektrik devresinde, akım çok güçlü olduğunda eriyerek güvenliği sağlayan, kazayı önleyen nesne veya düzen
- Bk. güvence
- Bk. korunç
- Insurance.
- Insurabile.
- Assurance.
- Fuze.
- Fuse.
yaptırmak
- Yapmasını sağlamak, yapmasına imkân vermek
- Get smth.
- Done.
- Have it made.
- Make.
- Found.
- To have sb make sth.
- To have sb do sth.
- Bring round to pass.
- Exercise.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
hayathayat adamıhayat ağacıhayat arkadaşıhayat belirtisihayat bilgisihayat boyu yapılan işhayat bulmakhayat çizgisihayat destek sistemihayahaya bağıhaya şişmesihayadarhayadidsigortasını düşük yaptırmaksigortasını yinelemeksigortasızsigortasızlıksigortasigorta acentasısigorta acentesi komisyonlarısigorta belgesisigorta borcu