hava taşıyıcısı ne demek?
- Air carrier.
air
- Kurutmak
- Söylemek
- Ortaya dökmek
- Açılmak
- Herkese söylemek
- Hava
- Havalandırmak
- Güneşe sermek
- Yayına girmek
- Ifade etmek
hava
- Yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı.
- Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü
- Canlılar üzerindeki etkisine göre hava yuvarının durumu
- Gökyüzü.
- Çevreyi kuşatan boşluk.
- Esinti.
- Müzik parçalarında tür
- Müzik aletlerinden çıkan ses perdesi.
- Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı.
- Yeryuvarını saran uçun ve uçuk katmanın oluşturduğu akışkan ortam.
hava açmak
- Bulutlar dağılmak.
taşıyıcı
- Taşıma işini yapan kimse veya şey.
- Ücretle yük taşıyarak geçinen kimse, yükçü, hamal.
- Kendisi hastalığa yakalanmaksızın o hastalığın sebebi olan mikrobu taşıyan kimse veya hayvan, portör.
- Para karşılığında yük taşıyan kişi.
- Gölge oyunu tasvirlerini vedonatımlıklarını taşıyan kişi.
- Büyük ölçekteki tepkime sisteminde katalizörü desteklemek (tutmak) üzere kullanılan diatome toprağı gibi nötral bir madde.
- Kromatografide analizlenecek ve ayrılacak uçucu karışımı kromatografik kolonada sürüklemek amacı ile kullanılan gaz.
- Kimyasal veya biyolojik araştırmalarda radyoaktif iz atomları içeren maddenin radyoaktif olmayan atomlarından oluşmuş madde.
- Vitamin ve mineral gibi çok küçük miktarlardaki etkin maddelerin yemlere bağdaşık olarak karıştırılabilmesini kolaylaştırmak amacıyla kullanılan kepek, nişasta gibi yenebilir dolgu maddeleri.
- Özgün besin maddelerinin, metabolitlerin, iyonların veya proteinlerin zardan geçişini sağlamak için bir zara yerleşmiş olan proteinler.