hased ne demek?

  1. Başkasının iyi hallerini veya zenginliğini istemeyip, kendisinin o hallere veya zenginliğe kavuşmasını istemek. Çekememezlik. Kıskançlık. Kıskanmak.(Hasedin çaresi: Hasid adam, hased ettiği şeylerin akıbetini düşünsün. Ta anlasın ki, rakibinde olan dünyevi h--uşu--n ve kuvvet ve mertebe ve servet; fanidir, muvakkattır. Faidesi az; zahmeti çoktur. Eğer, uhrevi meziyetler ise; zaten onlarda hased olamaz. Eğer onlarda dahi hased yapsa, ya kendisi riyakardır; ahiret malını dünyada mahvetmek ister. Veyahut mahsudu riyakar zanneder, haksızlık eder zulmeder.Hem ona gelen musibetlerden memnun ve ni'metlerden mahzun olup kader ve rahmet-i İlahiyeye onun hakkında ettiği iyiliklerden k--uşu--yor. Adeta kaderi tenkid ve rahmete itiraz ediyor. Kaderi tenkid eden başını örse vurur kırar. Rahmete itiraz eden rahmetten mahrum kalır. M.)

hasede

  1. (Hasid. C.) Kıskananlar, hased edenler, çekememezlik edenler.

haseb

  1. (Bak: Hasb)

Türetilmiş Kelimeler (bis)

hasedehasebhasebehasebi nesebihasebiyethasebiylehashas a bee in his bonnethas a belly fullhas a big mouthhas a bone to pick with
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın