has nothing to do with me ne demek?
- Benim yapabileceğim bir şey yok, ilgilendirmez beni
has
- Özgü, öze, mahsus
- Katışıksız, en iyi cinsten, saf.
- Hükümdara özgü olan.
- İyi nitelikleri kendinde toplamış olan (kimse).
- Başmaklık.
- Yıllık geliri 100.000 akçeyi aşan dirlik.
- Osmanlı İmparatorluğu toprak düzeninde yıllık geliri yüz bin akçeden çok olan topraklardan alınan vergi.
- Çerçöp, ot parçaları.
- Reddetme.
- Special.
has a bee in his bonnet
- Kafasında sürekli bir düşünce var
- Kafasına takmak
nothing
- Hiç bir şey
- Hiç!, hiçbir şey!, olmaz!
- Hiç, asla, katiyen
- Sıfır
- Hiç, hiç bir suretle, asla, katiyen
- Önemsiz şey veya kimse
- Hiç
- Hiçlik, yokluk
to
- -e
- -e doğru, yönüne doğru, tarafına
- Ile
- -e kadar, -e değin, derecesine kadar
- -e dair
- -e nazaran, -e nispetle
- -e göre
- Hakkında, için
- Mak, mek (mastar edatı).
- -e dogru
Türetilmiş Kelimeler (bis)
hashas a bee in his bonnethas a belly fullhas a big mouthhas a bone to pick withhas a carhas a chancehas a coldhas a doctors degreehas a familyhaha ... ha ...ha aretzha babamha babam de babamnothingnothing at allnothing butnothing but skin and bonesnothing but talknothing could be betternothing doingnothing doing.nothing downnothing elsenotnot a bitnot a bloody soulnot a dogs chancenot a dreg