haklı neden ileri sürmek ne demek?

  1. (en)Show cause.

show

  1. Dışa vurmak, göstermek, sergilemek, meydana çıkarmak, belirtmek, belli etmek, görünmek, ibraz etmek, belli olmak, gösterimde olmak, kendini göstermek, gösterilmek; renk vermek; sahnelemek; kanıtlamak, açıklamak delalet etmek, öğretmek
  2. Eski veya shew göstermek, arzetmek, göz önüne koymak
  3. Ihsan etmek
  4. Izhar etmek, meydana çıkarmak
  5. Içeriye götürmek
  6. Anlatmak, ispat etmek
  7. Söylemek
  8. Öğretmek
  9. Görünmek, gözükmek, kendini göstermek
  10. Yarışmaya katılmak

haklı

  1. Hakka uygun, doğru, yerinde
  2. Davası, iddiası, düşüncesi veya davranışı doğru ve adalete uygun olan (kimse).
  3. Muhik.
  4. (en)Right.
  5. (en)Just.
  6. (en)Rightful.
  7. (en)Legitimate.
  8. (en)De jure.
  9. (en)Eligible.
  10. (en)Reasonable.

haklı bulmak

  1. Savını, davasını, düşüncesini, davranışını doğru bulmak, yerinde görmek.

neden

  1. Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
  2. Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin
  3. Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet.
  4. I. Gerçekneden (illet). 1- Bir olayın gerçeknedeni. Bir şeyi etkileyen, oluşturan, doğuran; -> etkinin bağlılaşık kavramı; gerçek etkilere ve değişmelere yol açan etkileme. ("A B ninnedenidir." dendiğinde, "A nın varoluşu B nin varoluşununnedenidir." denmek istenir.) Eskiçağda ve Dekartçılarda bugünkünden daha geniş anlamda kullanılmıştır. Aristotelesnedeni dört ayrı anlamda kullanır: a.Biçimselneden (causa formalis): Biçim verenneden. b. Özdeksel-içerikselneden (causa materialis): Gerçekte bulunan özdekselneden; özdeksel koşul; etkilemenin, temeli, değişmeyen özdeği; kendisinden bir şeyin oluştuğu şey. c. Etkileyicineden (causa efficiens): Başlangıçta bulunan edici, yapıcı, etkileyicineden. d. Erekselneden (causa finalis): Bir son, erek güdenneden. Günümüzdenedenin yalnızca bu son iki anlamı kalmıştır. Etkileyicineden, bir başka olayı doğuran, bir olayı ya da bir eylemi yaratan varlığı göstermek için; erekselneden de, bir edimi gerçekleştirmek üzere güdülen ereği göstermek için kullanılır. 2- Bir özün, bir varlığın olanağının varlık koşulu olarak varlıknedeni, var olmanedeni (Lat. ratio essendiratio possibilitatis). Ancak burada olgusal olay henüz söz konusu değildir, böyle bir olay için gerçekneden (causa) olması zorunludur. 3-Hareketnedeni, kımıldatıcıneden, güdü (motif). İstemenin, eyleminin ruhsalnedeni. II. Mantıksalneden (sebep): 1- Kensisinden, başka bir yargının, başka bir önermenin, başka bir kavramın zorunlukla çıktığı yargı, önerme ya da kavram. Temel, dayanak, gerekçe. (Bağlılaşık kavramı: sonuç=consecutio.) 2- Doğrulayıcıneden, doğrulama, gerekçe: Bir şeyi haklı göstermek üzere öne sürülen kanıt. (Bu kanıt iyi olmayabilir de.) 3- Bilginedeni (ratio cognoscendi): Bir şeyin bilinmesini sağlayanneden. (Ör. Termometrenin yükselmesi ısı artışının saptanması için bilginedenidir; termometre ısının yükselmesinin gerçeknedenini açıklamaz, yalnızca onun bilinmesininnedenidir.)
  5. (en)Cause,.
  6. (en)What for.
  7. (en)Causatively.
  8. (en)Forwhy.
  9. (en)Whence.
  10. (en)Wherefore.

ileri

  1. Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı.
  2. Bir şeyin ulaşılacak yönü.
  3. Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra.
  4. Önde bulunan.
  5. Doğrusundan daha çok gösteren (saat).
  6. Önceki, evvelki.
  7. Benzerlerini geride bırakmış.
  8. Öne doğru, ileri doğru.
  9. Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön.
  10. (en)Fast.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

haklıhaklı bulmakhaklı çıkaranhaklı çıkarılabilirhaklı çıkarmahaklı çıkarmakhaklı çıkmahaklı çıkmakhaklı göstermehaklı göstermekhaklhaklahaklamahaklamakhaklarnedenneden bilimineden değişkemneden gösterenneden göstermekneden olanneden olmaneden olmakneden olmasınneden rahatsızsınnede olsanedebnedebenedebinedem
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın