had ne demek?

  1. Keskin; sivri.
  2. Sınır, uç.
  3. Derece.
  4. İnsanın yetki ve değeri.
  5. Terim.
  6. Bk. göreli hız
  7. Çaylak kuşu.
  8. Baş aşağı eğmek.
  9. (en)Possess; contain; receive, get; take; need; cause to occur; give birth to, bear; be required to, must; endure.
  10. (en)Boundary.
  11. (en)Extremity.
  12. (en)Limit.
  13. (en)Limitation.
  14. (en)Measure.
  15. (en)Stint.
  16. (en)Point.
  17. (en)Degree.
  18. (en)Term.
  19. (en)Limes.
  20. (en)Terminal.
  21. (en)Termination.
  22. (en)Limiting value.
  23. (en)Grade.
  24. (en)Rate.
  25. (en)Module.
  26. (en)Extent.
  27. (en)Firm limitation.
  28. (en)NIII: hair; hairy.
  29. (en)See Have.
  30. (en)Health Assessment Document Source: US EPA.
  31. Sahip olmak, olmak, elde etmek, almak, yapmak, etmek, kabul etmek, göz yummak, aldatmak, dolandırmak, zorunda olmak, bulunmak
  32. Have.

göreli hız

  1. Nicel değişmelerin hızını dile getirmek üzere başvurulan ve bir nicel büyüklüğün z(...) ve z(...) zamanları arasında gösterdiği artış ya da azalışın ilk büyüklüğe bölünmesiyle elde edilen göreli ölçüm.
  2. (en)Rate.

had a bad experience

  1. Kötü deneyim geçirdi, tatsız hatıra bırakan bir olay geçirdi

had a bad reputation

  1. Kötü itibara sahipti, kötü biri olarak düşŸünüldü, tehlikeli biri olarak görüldü

Türetilmiş Kelimeler (bis)

had a bad experiencehad a bad reputationhad a bad timehad a childhad a coldhad a curettagehad a difficult birthhad a face as long as a fiddlehad a feasthad a feverhaha ... ha ...ha aretzha babamha babam de babam
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın