goody goody ne demek?
- İyilik timsali
- Ne iyi!, ne güzel!
- Melek
- Yapmacık iyi kimse
- Süt kuzusu
- Erdemlilik taslayan
- Bilgiçlik taslayan
iyilik
- İyi olma durumu, salah.
- Karşılık beklenilmeden yapılan yardım, kayra, lütuf, kerem, ihsan, inayet
- Sağlığı yerinde olma durumu, esenlik.
- Yarar veya elverişlilik, nimet.
- Favor.
- Favour.
- Goodness.
- Kindness.
- Beneficence.
- Kindliness.
goody
- ), (k.dili), (s.), ünlem şekerleme, bonbon
- Sahte sofu
- Ünlem, (ç.dili) ne iyi
- Şekerleme, ilgi çekici şey, iyilik timsali, yaşlı kadın, nine, yapmacık iyi kimse, sahte dindar
- Ne iyi!, ne güzel!
goodyear
- Goodyear, Charles Goodyear (1800-60), Amerikalı mucit, vulkanize eden kauçuk sürecinin geliştiricisi; soyadı
goody
- ), (k.dili), (s.), ünlem şekerleme, bonbon
- Sahte sofu
- Ünlem, (ç.dili) ne iyi
- Şekerleme, ilgi çekici şey, iyilik timsali, yaşlı kadın, nine, yapmacık iyi kimse, sahte dindar
- Ne iyi!, ne güzel!