germek ne demek?

  1. Bir şeyin uçlarından veya kenarlarından çekerek gergin duruma getirmek

    Yayı daha germe / Kıracaksın.

    B. Necatigil
  2. Gergin bir şeyle örtmek.
  3. Kol, bacak, uzatmak.
  4. Gergin duruma getirmek, gerginlik yaratmak, sinirlendirmek.
  5. (en)Stretch.
  6. (en)Stretch out.
  7. (en)Strain.
  8. (en)Tighten.
  9. (en)Tighten up.
  10. (en)Tense.
  11. (en)Distend.
  12. (en)Draw.
  13. (en)Hang on.
  14. (en)Lift.
  15. (en)Rack.
  16. (en)Span.
  17. (en)Sprawl out.
  18. (en)Stay.
  19. (en)String.
  20. (en)Tauten.
  21. (en)Extend.
  22. (en)Flex.
  23. (en)To tense.
  24. (en)To extend.
  25. (en)To scretch.
  26. (en)To stretch.
  27. (en)To tighten.
  28. (en)To spread out and stretch over.
  29. (en)To pull.
  30. (en)To rack.
  31. (en)To stiffen.
  32. (en)To clamp.
  33. (en)To frame.
  34. (en)To brace.
  35. (en)To spread.
  36. (en)To bar.
  37. (en)To span.
  38. (en)To stram.
  39. (en)To stress.
  40. (en)To hang.

germe

  1. Birbirine yaklaşık (bükülü) vücut bölümlerini, gerici kasların çalışmasıyla birbirinden iyice uzaklaştırma.
  2. Birbirine yaklaşık bükülü vücut bölümlerini, gerici kasların çalışmasıyla birbirinden iyice uzaklaştırma, bükme karşıtı.
  3. Bir yeri bölmek, sınırı belli etmek için yapılan tahta perde.
  4. Germek işi.
  5. Bükmenin karşıtı devinim
  6. (en)Tension.
  7. (en)Stretching.
  8. (en)Spreader.
  9. (en)Anchor.
  10. (en)Tieback.

germe cihazı

  1. (en)Tension

Türetilmiş Kelimeler (bis)

germegerme cihazıgerme gerilişgerme gerinimlerigerme haddesigermgerm carriergerm cellgerm cell tumorgerm cellsgergerade in diesem augenblickgeraldgerald fordgeraldine chaplin
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın