gerilmek ne demek?

  1. Germe işi yapılmak, gergin duruma gelmek, belirli bir uzama ile çekilmek

    Koltuğunda şöyle bir gerilmiş, gülümseyerek yüzüme bakıyordu.

    Y. Z. Ortaç
  2. Gergin bir biçimde açılmak

    Gülmek istedim, dudaklarım titreyip gerildi.

    A. Gündüz
  3. Kasılmak.
  4. Kızmak, öfkelenmek, sinirlenmek.
  5. İlişki ve davranış bozulacak duruma gelmek.
  6. (en)Distend.
  7. (en)Tauten.
  8. (en)Tense.
  9. (en)Stretch.
  10. (en)To be stretched.
  11. (en)To be tightened.
  12. (en)To be tensed.
  13. (en)To be stretched / tightened / tensed / under tension.
  14. (en)To span.
  15. (en)To stretch.
  16. (en)To spread.
  17. (en)To tighten.
  18. (en)To hang.
  19. (en)To tighten up.

gerilme

  1. Kasların son uzama gücü ile vücudun bütün bölümlerinde oluşan gergin durum, gevşeme karşıtı.
  2. Gerilmek işi.
  3. Gevşemenin karşıtı;
  4. Kasların son uzama gücü ile vücudun bütün bölümlerinde oluşan gergin durum.
  5. Bir nesnenin boyutlarının değişmesine yol açan birim alan başına uygulanan kuvvet.
  6. Uygulanan bir güce karşı güç yönünde gösterilen direnç.
  7. (en)Stratching.
  8. (en)Tensile.
  9. (en)Stretching.
  10. (en)Stress.

gerilme dayanıklılığı

  1. Bir nesnenin kırılmadan dayanabildiği en büyük gerici kuvvet değeri.
  2. Bir nesnenin kırılmadan dayanabildiği en büyük gerici kuvvet değeri.
  3. (en)Tensile strength.
  4. (al)Zugfestigkeit
  5. (fr)Résistance à la traction

Türetilmiş Kelimeler (bis)

gerilmegerilme dayanıklılığıgerilme direncigerilme gücügerilme kuvvetigerilgerile gerilegerilebilengerilebilirgerilebilirlikgerigeri akımgeri akışgeri akış özofagitisigeri akış vanası
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın