Demir yolu ile yolculuk edenlerin gereksinimlerinin geniş ölçüde karşılandığı büyük tren istasyonu
Örnek:
Bu beylerle Selanik garının civarında bazı bahçelerden geçerek gidiyorduk. Y. K. Beyatlı
(Ger) f. Kelimeye eklemekle nisbet veya faillik manası verilir. Yapan, yapıcı manasınadır. Mesela:
Large railway station.
Any slender marine fish of the genera Belone and Tylosurus.
See Garfish.
The gar pike.
See Alligator gar , and Gar pike.
Gate Acceptance Rate.
Grand Army of the the Republic.
Geographic Area Relationship.
Cooked.
To cause; to make.
Primitive predaceous North American fish covered with hard scales and having long jaws with needle-like teeth.
Railway depot.
Railroad station.
Elongate European surface-dwelling predacious fishes with long toothed jaws; abundant in coastal waters.
Bu elementten yapılmış
Örnek:
Hemşiresiyle rıhtımın kenarındaki demir kanepeye oturdular. P. Safa
Bazı nesnelerin demirden yapılmış parçası.
Ayakkabı topuğuna veya ayakkabı burnuna aşınmayı önlemek için çakılan, özel olarak yapılmış madenden parça.
Güçlü, kuvvetli, sert
Örnek:
O kadar çabuk uyanmıştı ki kalbinin demir bir elle sıkıldığını duydu. S. F. Abasıyanık
Çapa (II).
Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C'de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe).
Simgesi Fe , atom numarası 26, atom kütlesi 55,85 g, e.n. 1535
Bazı minerallerde, hemen hemen her çeşit toprakta ve mineralli sularda bulunan atom numarası 26, atom ağırlığı 55, 847, sembolü Fe olan bir metal element. Hemoglobin, miyoglobin, sitokrom, peroksidaz, katalaz gibi bazı hemoproteinlerin temel kısmını oluşturur. Esas işlevi oksijenin hemoglobin içinde dokulara ve hücresel oksidasyon mekanizmalarına taşınmasıdır.
Sağlamlık, dayanıklılık gibi özelliklerinden dolayı çoğu halk inanmalarında ve büyüsel işlemlerde kullanılan maden.
Koyu renkli, kolay işlenen, dayanıklı, kullanılış yerleri çok maden.
dayanıklı ve kullanış sahası geniş, mavimsi esmer renkli bir maden
Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik.
Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer
Örnek:
Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan
Genellikle yerleşim alanlarını bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi
Örnek:
Yolda oynayan çocuklara ne olduğunu sordu. Ö. Seyfettin
İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer.
Gidiş çabukluğu, hız.
Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi
Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik.
Yolculuk.
Kolcuğun veya anahtarın konumlarından her biri.
Elektronlar, iyonlar veya moleküller gibi taneciklerin hareket ettiği iz, patika.
İnsanların, bir yerden başka bir yere gitmek üzere üzerinden ya da içinden geçtikleri, yerleşim yerlerinin gelişme doğrultusunu yakından etkileyen ve düzentasarlarda önemli bir öge oluşturan yerler.
İtinerary.
Road.
Access.
Artery.
Course.
Dodge.
Lane.
Alley.
Form.
Frontager.
Measure.
Way, road.
Way.
Angle.
Approach.
Avenue.
Channel.
Cutting.
Expedient.
Gateway.
Handle.
Journey.
Meatus.
Outlet.
Path.
Route.
Tack.
Thoroughfare.
Trail.
Walk.
Weigh.
Wise.
Line.
Manner.
Means.
Method.
Mode.
Order.
Process.
Recipe.
Rule.
Streak.
Ways.
Street.
Stripe.
Passage.
System.
Proprieties.
Sort.
Tracing.
Track.
Chemin, voie
Trajectoire
reklamlar
Bunları Kaçırmayın
BİS, bir sözün içinde geçtiği başka sözler bulmak için üretilmiş bir araçtır, özellikle birden çok sözden oluşan çeşitli terim ve deyimleri bulmaya yarar. (BİS Kelime Türetmece)
Belirli harflerini bildiğiniz kelimeleri bulabilirsiniz. (Bulmaca Yardımcısı)