gıybetçi ne demek?

  1. Çekiştirici, kovcu.

gıybet

  1. Çekiştirme, yerme, kötüleme, kov.
  2. Arkadan çekiştirmek. Hazır olmayan birisinin aleyhine konuşmak. Birisinin gıyabında hoşuna gitmeyen bir şeyi söylemek. (Gıybet odur ki: Gıybet edilen adam hazır olsa idi ve işitse idi, kerahet edip darılacaktı. Eğer doğru dese; zaten gıybettir. Eğer yalan dese; hem gıybet, hem iftiradır. İki katlı çirkin bir günahtır. M.)(Gıybet, mahsus birkaç maddede caiz olabilir:Birisi: Şekva suretinde bir vazifedar adama der, ta yardım edip o münkeri, o kabahati ondan izale etsin ve hakkını ondan alsın.Birisi de: Bir adam onunla teşrik-i mesai etmek ister. Senin ile meşveret eder. Sen de sırf maslahat için garazsız olarak, meşveretin hakkını eda etmek için desen: "Onun ile teşrik-i mesai etme. Çünki zarar göreceksin."Birisi de: Maksadı, tahkir ve teşhir değil, belki maksadı, tarif ve tanıttırmak için dese" "O topal ve serseri adam filan yere gitti."Birisi de: O gıybet edilen adam fasık-ı mütecahirdir. Yani fenalıktan sıkılmıyor, belki işlediği seyyiatla iftihar ediyor; zulmü ile telezzüz ediyor; sıkılmıyarak aşikare bir surette işliyor.İşte bu mahsus maddelerde garazsız ve sırf hak ve maslahat için gıybet caiz olabilir. Yoksa gıybet, nasıl ateş odunu yer bitirir; gıybet dahi a'mal-i salihayı yer bitirir.Eğer gıybet etti veyahut istiyerek dinledi; o vakit $ demeli, sonra gıybet edilen adam ne vakit rast gelse: "Beni helal et." demeli... M.)

gıybet etmek

  1. Çekiştirmek, yermek.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

gıybetgıybet etmekgıy gıygıyabgıyabegıyabengıyabı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın