göz yoklaması ne demek?
- Başkalarının dikkati onun üzerinde olma, kendisini izleyenlerin değerlendirmesini dikkatlice görme, göz hapsinde tutma
Başka çare kalmadığını anladı ve kendisini üç Ankaralı kadının bu sıkı göz yoklamasına bıraktı.
Y. K. Karaosmanoğlu
göz yokluğu
- Gözün tümüyle biçimlenmemesi, anoftalmi, anoftalmus.
- Anophthalmus.
göz
- Görme organı.
- Bazı deyimlerde, görme ve bakma.
- İyi veya kötü nitelikler, tutkular, duygular anlatan bakış.
- Bakış, görüş.
- Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak
- Delik, boşluk
- Çekmece.
- Terazi kefesi.
- Bk. ada.
- Kartlar üzerinde açılan ve içerisine mikrofilm parçası geçirilen delik.
yoklama
- Yoklamak işi, kontrol
- Bir topluluğu oluşturan üyelerin belli bir zaman ve yerde bulunup bulunmadığını anlamak için yapılan sayma işlemi.
- Okullarda öğrencilerin bilgisini anlamak için yapılan sınav.
- İstenilen bir eşlemde, takma noktasını bulmak için filmin ufak bir bölümünü alıcı, gösterici, eşleme aygıtında ileri geri devindirme.
- Öğrencilerin derste (derslikte, işlikte, uygulamada) bulunup bulunmadıklarını anlamak için yapılan araştırma.
- Verilmiş bir ders, işlenmiş bir konu ya da tamamlanmış bir ünite ile ilişkili olarak öğrencilerin başarı durumlarını anlamak için ders öğretmenince yapılan kısa süreli, küçük sınav. bk. sözlüyoklama, yazılıyoklama.
- Examination.
- Feel.
- Inspection.
- Quiz.