göz alabildiğine ne demek?
- Gözün görebileceği en uzak yerlere değin.
Bu göz alabildiğine düzlük, sinsi bir bataklık gibidir.
Azra Erhat - Çok geniş, engin bir biçimde
- As far as the eye can reach.
göz alabildiğine uzanmak
- Spread.
göz
- Görme organı.
- Bazı deyimlerde, görme ve bakma.
- İyi veya kötü nitelikler, tutkular, duygular anlatan bakış.
- Bakış, görüş.
- Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak
- Delik, boşluk
- Çekmece.
- Terazi kefesi.
- Bk. ada.
- Kartlar üzerinde açılan ve içerisine mikrofilm parçası geçirilen delik.
alabildiğine
- Sınırsız, uçsuz bucaksız bir biçimde
- Olanca hızı ile.
- Aşırı derecede, gereğinden çok.
- To the brim.
- Hammer and tongs.
- Supremely.
- Wildly.