flush ne demek?

  1. Kanatlanıp uçmak, ürkmüş kuş gibi uçmak: ürkütüp kaçırmak (özellikle av kuşu): birden ürkütüp kaçırılan kuşlar.
  2. İskambil floş, poker oyununda aynı renkten olan bir el kağıt.
  3. Dopdolu, taze: bol, mebzul, bereketli, cebinde çok para taşıyan: bir seviyede, düz: güvertesi baştan kıça kadar düz olan (gemi): düzlemek bir seviyeye getirmek
  4. Boşluklarını doldurup düzeltmek (duvar)
  5. Düz bir şekilde, yüzeyde tam.
  6. Birden akmak, hücum etmek (kan)
  7. Kızarmak
  8. Heyecanlandırmak: akıtmak, bol su ile temizlemek
  9. Kızartmak
  10. Kızarma
  11. Isınma, heyecan, galeyan, coşma, taşkınlık
  12. Kırmızılık, kızartı
  13. Ateş hararet, sıcaklık
  14. Yüzü kızartmak, heyecanlandırmak, coşturmak, yüzü kızarmak, heyecanlanmak, fışkırmak, sifonu çekmek, düzlemek, boşlukları doldurup sıvamak, kanatlanıp uçmak, uçmak, kaçırmak (kuş)

flush box

  1. Rezervuar

flush in

  1. Costur

Türetilmiş Kelimeler (bis)

flush boxflush inflush irpsflush leadingflush leftflush pipeflush rightflush royalflush s.o. outflush s.t. down the toiletfluflu yapmakflubflubdubflubdub flubdubbery
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın