flip on short edge ne demek?

  1. Kısa kenardan çevir

kısa

  1. Boyu, uzunluğu az olan, uzun karşıtı.
  2. Az süren, uzun olmayan
  3. Kısa olan şey.
  4. Ayrıntısı çok olmayan.
  5. Kısaca, kısaltarak.
  6. (Kas'a. C.) Tabaklar, çanaklar, çömlekler.
  7. (en)Short.
  8. (en)Brief.
  9. (en)Mini.
  10. (en)Curt.

flip

  1. Aklını kaçırmak, çıldırmak
  2. Kafayı yemek
  3. Kısa uçak yolculuğu
  4. Fiske vurmak
  5. Çevirmek (sayfa, disk)
  6. Fiske vurmak
  7. Darılmak, kırılmak
  8. Fiske, hafif vuruş
  9. Alkollü bir çeşit içki
  10. Arsız, küstah

flip a coin

  1. Yazı tura atmak (bir şŸeyin sonucunu belirlemek için, karar vermek için)

on

  1. Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
  2. Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
  3. Dokuzdan bir artık.
  4. Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
  5. (en)-one.
  6. (en)Deca-.
  7. (en)In progress; proceeding; as, a game is on.
  8. (en)In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
  9. (en)With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
  10. (en)Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.

short

  1. Kısa metrajlı film, kısa devre, kontak, kasa açığı, kısa hece, kısa okunuşlu ünlü
  2. Kısa
  3. Kısa boylu
  4. Bodur
  5. Ters ve kısa (cevap)
  6. Eksik, nakıs, dar, ihtiyacı karşılamayan
  7. Satılırken elde bulunmayan (mal)
  8. Gevrek, çabuk kırılan
  9. Çok yağIı
  10. Birdenbire

Türetilmiş Kelimeler (bis)

flipflip a coinflip and rotateflip flapflip flopflip flop bufferingflip horizontalflip imageflip mediaflip objectflibbertigibbetflicflickflick dağlayıcısıflick throughonon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın