fesatlık ne demek?
- Zaman dilimi, vakit.
- Hayatın çocukluk, gençlik vb. dönemlerinden her biri, yaş
Yazık ki delikanlılık çağını çoktan aşmıştır, şakaklarına kır düşmüştür, ayrıca hastadır.
R. H. Karay - Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, devir
Dünya atom çağında, biz hâlâ medeniyet kavgası içindeyiz.
F. R. Atay - Tarihin ayrıldığı dört büyük bölümden her biri, kurun.
- Bir şeyin uygun, elverişli zamanı
Kendi çocuğu daha evlenecek çağda olmadığına göre kim bilir kimleri baş göz etmiştir.
S. F. Abasıyanık - Bir katmanın oluştuğu süre.
- Arabozanlık.
- Sedition.
- Disorder.
zaman
- Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
- Bu sürenin belirli bir parçası, vakit
- Belirlenmiş olan an.
- Çağ, mevsim.
- Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler.
- Dönem, devir
- Bir süre ile ilgili durum ve şartlar
- Güneş ve yıldızların öğlene göre açısal uzaklığına karşılık bir ölçü.
- Bk. çağ
- (Derleme.. fiillerde Zaman) Eylemlerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, geniş zaman, gelecek zaman kavramı: Geldi, gelmiş, geliyor, gelir, gelecek, geldiydi, geliyormuş, hastaydı vb.
fesat
- Bozukluk.
- Karışıklık, kargaşalık, ara bozuculuk
- Hile.
- Herhangi bir konuda iyimser olmayan, kötü yorumlayan (kimse).
- Karıştırıcı, ara bozucu (kimse).
- Poisonous.
- Low-minded.
- Jaundiced.
- Sinister.
- Malice.
fesat cemiyeti
- Kötülük yapmak için bir araya gelmiş topluluk.