felaket ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela

    İnsanların korkması icap eden en büyük felaket, kötü ahlaktır.

    S. Ayverdi
  2. Çok kötü.
  3. Şaşkınlık, hayret, aşırılık bildiren bir söz.
  4. Bela, musibet, afet, dahiye. Bedbahtlık.
  5. Bk. yıkım
  6. (en)Abominable.
  7. (en)Atrocious.
  8. (en)Bane.
  9. (en)Calamity.
  10. (en)Disaster.
  11. (en)Evil.
  12. (en)Fatality.
  13. (en)Grotty.
  14. (en)Misfortune.
  15. (en)Scourge.
  16. (en)Tragedy.
  17. (en)Awful.
  18. (en)Terrific.
  19. (en)Blow.
  20. (en)Harm.
  21. (en)Catastrophe.

felaket arıza

  1. (en)Cataleptic failure

felaket bölgesi

  1. (en)Stricken area.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

felaket arızafelaket bölgesifelaket bölgesinden nakledilen kimsefelaket durum merkezifelaket getirenfelaket gibifelaket iznifelaket tellalıfelaketdidefelakete sürüklenmekfelakfelak suresifelafela ceremfelahfelah bulmakfelahan
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın