fark ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, ayrım, nüans

    Aralarında sekiz, on yaş fark bulunmasına rağmen, iki akran gibiydiler.

    R. N. Güntekin

    Emanete ihanet etmek veya etmemekle insan öteki mahlukattan ayrılır veya onlardan farkı kalmaz.

    İ. Özel
  2. Ayrım.
  3. Çıkarma işleminin sonucu.
  4. Menkul değerler borsasında piyasa yapıcı tarafından belirlenen alış ve satış fiyatları arasındakifark.
  5. Kredi faizlerinde geri ödeme riskine göre belirlenen faizfarkı.
  6. Bk. çıkarım
  7. Ayrılık, başkalık.
  8. Ayırma, ayrılma, seçilme,
  9. Arta kalan
  10. (en)Difference.
  11. (en)Distinction.
  12. (en)Differentiation.
  13. (en)Distinctness.
  14. (en)Cachet.
  15. (en)Contradistinction.
  16. (en)Disparity.
  17. (en)Variation.
  18. (en)Odds.
  19. (en)Contrast.
  20. (en)Discrepancy.
  21. (en)Diversity.
  22. (en)Majority.
  23. (en)Discrimination.
  24. (en)Divide.
  25. (en)Spread.

çıkarım

  1. Kanıta dayanarak bir sonuca varma
  2. Çıkarma işi.
  3. Belli önermelerin kabul edilen veya gerçek olan doğruluklarından, yanlışlıklarından, başka önermelerin kabul edilen veya gerçek olan doğruluklarını, yanlışlıklarını çıkarma, istidlal.
  4. Bir ülkede, tahvil ve bono, hisse senetleri gibi değerlerin birinci elden piyasaya sürülmesi.
  5. Devletin yetki verdiği bankanın piyasaya para çıkarması.
  6. Aynı türden iki niceliğin sayısal değerlerinden birinin ötekinden arta kalanı.
  7. Verilmiş bir ya da daha çok önermeden sonuç çıkarma edimi. Doğruluğu doğrudan doğruya bilinmeyen bir önermenin, doğru olarak kabul edilmiş olan başka önermelerle bağlantısına dayanarak doğruluğunu çıkarma işlemi. Şu biçimde de söylenebilir: "Belli önermelerin kabul edilen ya da gerçek olan doğruluklarından ya da yanlışlıklarından, başka önermelerin kabul edilen ya da gerçek olan doğruluk ya da yanlışlıklarını çıkarmak." Önce gelen önerme ya da önermeler doğru ise çıkarılan sonuç da doğrudur, yanlışsa sonuç da yanlış olur.çıkarımın kendisinin yanlış olması söz konusu değildir: Bütün iki bacaklılar insandır. Kuş iki bacaklıdır. Kuş insandır. Buradaçıkarım doğru yapılmıştır; ama yanlış olan birinci önermeden çıkan sonuç da yanlış olmuştur. // İki türlüçıkarım vardır: Bir öncüllüçıkarım-dolaysızçıkarım: Tek bir önermeden -> evirme -> tersevirme ya da -> altıklık yoluyle yapılançıkarım. Çok öncüllüçıkarım (tasım) -dolaylıçıkarım: Aralarında ortak bir -> orta terimin bulunmasiyle birbirine bağlanabilen iki ya da daha çok önermeden yapılançıkarım, bkz. tasım
  8. (en)Inference, illation.
  9. (en)Issue.
  10. (en)Difference.

fark atmak

  1. Ileri gitmek, çok üstün gelmek.
  2. (en)Slam, run away.

fark denklemi

  1. Bilinmeyen bir fonksiyon ve bu fonksiyonun sonlu sayıdaki ağırlıklandırılmış gecikme terimlerinden oluşan denklem.
  2. (en)Difference equation.
  3. (fr)Équation aux différences finies

Türetilmiş Kelimeler (bis)

fark atmakfark denklemifark detektörüfark edilebilirfark edilemezfark edilirfark edilmefark edilmedenfark edilmekfark edilmemisfarfar afieldfar and awayfar and nearfar and wide
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın