faraziye ne demek?

  1. Varsayım

    Faraziyenizi çok yanlış ön yargılara oturtuyorsunuz.

    H. Taner
  2. Bk. varsayım
  3. (Fr: Hipotez) Var sayma, kabul. Bir hadiseyi, bir olayı açıklamak, bir düşünceyi isbat etmek için isbatı yapılmamış başka düşünceleri dayanak olarak alma. Müsbet ilimlerde araştırmanın bir merhalesini meydana getirir. İncelenen hadiseyi açıklaması muhtemel olan faraziyeler düşünülür. Faraziyenin doğruluğu hakkında bundan çıkarılacak mantıki düşünceler belirlenir, bu sonuçların hakikatta var olup olmadığı görme ve deneme yoluyla kontrol edilir. Buna da tahkik (doğrulama) denir. Netice doğrulanırsa faraziyenin doğruluğu isbatlanmış olur ve faraziye kanunlaşır.Bazı cahiller, ilimde tahkik edilmemiş faraziyeleri doğru hüküm zanneder. Faraziyenin doğruluğu hakkında ileri sürülen fikirleri de isbat zanneder. Oysa bu isbat değil, iddiadır. Doğruluğun müşahede ve deneme ile isbatlanması gerekir. Müsbet ilimlerde durum budur.
  4. (en)Hypothese.
  5. (en)Supposition.
  6. (en)Assumption.
  7. (en)Conjecture.
  8. (en)Hypothesis.

varsayım

  1. Deneylerle henüz yeter derecede doğrulanmamış, ancak doğrulanacağı umulan teorik düşünce, faraziye, hipotez.
  2. (Lat. Suppositio ile eşanlamlı)(Yun. hypothesis=alta konan, temel, ilke, öndayanak, koşul,varsayım < hypo = alt, altta; thesis = koyum) : 1- (Matematikte ve mantıksal çıkarımlarda) Mantıksal sonuçlar çıkarmak üzere öndayanak olarak öne sürülen önerme ya da önermeler birliği. 2- (Deneysel bilimlerde) Belli bilgilere olanak sağlamak, bağlantıları anlaşılır kılmak, olayları açıklamak üzere geçici olarak konmuş bilimsel öneri; olayları geçici bir açıklama biçimi; ama ancak deneyle yöntemli bir biçimde denetlendikten sonra geçerliliği kabul edilebilir. 3- Düşünmenin temellendirilmesi olarakvarsayım: düşünmenin, herhangi bir konuda ileri sürdüğü bir savı tanıtlamak üzere koyduğu öndayanak. (Bu anlamda Yeni Kantçılardan Cohen ve Natorp'ta düşünmenin temel ilkesi, temel yöntemidir.)
  3. (en)Conjecture.
  4. (en)Guess.
  5. (en)Guesswork.
  6. (en)Hypothesis.
  7. (en)Supposition.
  8. (en)Presumption.
  9. (en)Hypothesis hipotez.
  10. (en)Faraziye.

varsayım

  1. Deneylerle henüz yeter derecede doğrulanmamış, ancak doğrulanacağı umulan teorik düşünce, faraziye, hipotez.
  2. (Lat. Suppositio ile eşanlamlı)(Yun. hypothesis=alta konan, temel, ilke, öndayanak, koşul,varsayım < hypo = alt, altta; thesis = koyum) : 1- (Matematikte ve mantıksal çıkarımlarda) Mantıksal sonuçlar çıkarmak üzere öndayanak olarak öne sürülen önerme ya da önermeler birliği. 2- (Deneysel bilimlerde) Belli bilgilere olanak sağlamak, bağlantıları anlaşılır kılmak, olayları açıklamak üzere geçici olarak konmuş bilimsel öneri; olayları geçici bir açıklama biçimi; ama ancak deneyle yöntemli bir biçimde denetlendikten sonra geçerliliği kabul edilebilir. 3- Düşünmenin temellendirilmesi olarakvarsayım: düşünmenin, herhangi bir konuda ileri sürdüğü bir savı tanıtlamak üzere koyduğu öndayanak. (Bu anlamda Yeni Kantçılardan Cohen ve Natorp'ta düşünmenin temel ilkesi, temel yöntemidir.)
  3. (en)Conjecture.
  4. (en)Guess.
  5. (en)Guesswork.
  6. (en)Hypothesis.
  7. (en)Supposition.
  8. (en)Presumption.
  9. (en)Hypothesis hipotez.
  10. (en)Faraziye.

faraziyeli istidlalı usul

  1. Bk. varsayımlı tümdengelimli yöntem

faraziyat

  1. Varsayımlar.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

faraziyeli istidlalı usulfaraziyatfarazifarazi değişimfarazafarazıfarabıfarabifaradfarad ffarad meter
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın