faiz oranları değerdeşliği kuramı ne demek?

  1. Sermaye hareketlerinin serbest olması koşuluyla, iki ülkedeki aynı risk ve vadeye sahip borç senetleri faiz oranları arasındaki farkın, işlem maliyetleri dışında, döviz kurlarındaki değişmelerle karşılanarak eşitleneceğini öngören kuram.
  2. (en)The theory of interest rate parity, IRP.

faiz

  1. Kur'an'da Müslümanları vasfetme sadedinde birçok yerde geçmektedir.
  2. Kapitalist ekonomide, artık değerin değişikliğe uğramış biçimi olarak paranın fiyatı, kiralanan paranın kira bedeli.
  3. İşletmek için bir yere ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr, getiri, ürem, nema.
  4. Fon istem ve sunumunun karşılaşması sonucu oluşmuş fon fiyatı.
  5. Üretim faktörlerinden sermayenin getirisi.
  6. Fevz bulan, muradına ulaşan, başarı kazanan.
  7. Başarı kazanan.
  8. Taşan, coşan.
  9. Ödünç verilen para için alınan ve şer'an haram olan kar. Faizin iş hayatındaki manası, "sen çalış, ben yiyeyim"dir. Küçük tasarruf sahiplerinin paraları bankalarda toplanıp, büyük yekunlere ulaşır. Banka bu parayı aldığından daha büyük faizle iş sahiplerine kredi olarak verir. İstihsal edilen (üretilen) malların fiatına masraf olarak bu faiz eklenir. Böylece malların fiatı faiz yüzünden %50 civarında veya daha fazla artar. Bu malı satın alanlar, ödedikleri fiatla birlikte vaktiyle yatırımcının ödediği faizi kendileri ödemiş olurlar. Böylece tasarruf sahipleri bankadan aldıkları faizden çok daha fazlasını bu malı satın almakla geri ödemiş olurlar. Ayrıca fiatların yükselmesiyle dar gelirlilerin haklarına tecavüz etmiş olurlar. Çalışmadan para alıp vermekle zenginleşen bir zümrenin türemesine de sebep olurlar. İslam, faizi haram kılmakla bu haksızlıkları önler. (Bak: Riba)
  10. (en)Interest.

faiz arakazancı

  1. İki ülke arasındaki faiz farklılıklarından sağlanan kazanç.
  2. (en)Interest arbitrage, interest rate arbitrage.

oran

  1. Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet
  2. İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, tenasüp.
  3. Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin.
  4. İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı.
  5. İki niceliğin bölümü.
  6. İki niceliğin bölümü.
  7. İncelenen nüfusta belli bir sürede görülen iki olaydan birinci olay sayısının ikinci olay sayısına bölünmesiyle elde edilen değer.
  8. Ölçü, nispet, derece.
  9. Tahmin.
  10. Ölçülü, hesaplı.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

faizfaiz arakazancıfaiz arbitrajıfaiz değerdeşliği kuramıfaiz dışı bütçe dengesifaiz dışı bütçe fazlasıfaiz dışı bütçe giderlerifaiz dışı dengefaiz dışı fazlafaiz dışı gelirfaidefaidemendfaiencefaihfaikoranlaoranlamaoranlama kazançoranlama ölçerioranlama tümdeğer
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın