fırsat yakalamak ne demek?
- Seize an opportunity, take an opportunity.
fırsat
- Uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile
- (Bak: Fursat)
- Opportunity.
- Chance.
- Occasion.
- Opening.
- Break.
- Facility.
- Show.
- Turn.
fırsat beklemek
- En uygun şartı, durumu veya zamanı kollamak.
- Wait one's oppurtunity.
yakalamak
- Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak
- Kaçan kimseyi ele geçirmek, derdest etmek.
- Bir kimsenin gitmesini engellemek, durdurmak
- Bir kimseyi hoşa gitmeyecek bir durumda bulmak, bir kimsenin suçu ortaya çıkmak.
- Bir kimsenin suçluluğunu gösteren söz, bakış veya işareti fark etmek.
- Birdenbire etkisi altına almak.
- Arayarak veya rastlantı sonucu bulup bağlantı kurmak
- Belirlemek, anlamak
- Account.
- Catch.