estek köstek ne demek?
- Falan filan
Haberler iyi değil, rivayetler gönlümü bulandırıyor, sürgünmüş, göz hapsiymiş, estek köstek.
A. İlhan - Zarf.
falan
- Söylenmesi istenmeyen veya gerekli görülmeyen bir özel adın yerini tutan kelime, filan.
- Cümlede belirtilen nesne veya nesnelerden sonra gelerek "ve benzerleri" anlamında kullanılan bir söz
- Tarih, yer, kişi vb.nin önüne gelerek tekrarlanmak istenmeyen sözlerin yerine kullanılan kelime.
- So and so.
- And so on.
- Such and such.
- So-and-so.
- Or so.
- And such like.
- Certain (person.
estek köstek etmek
- Oyalamak, yersiz bahaneler bulmak, işten kaçınmak.
esteem
- Kıymet vermek
- Addetmek, kanısında olmak
- İnanmak
- Hürmet etmek
- İtibar etmek, saymak
- Takdir etmek
- Sanmak, zannetmek
- İtibar, hürmet, kıymet
- Kanı, zan.
- Değer vermek, saygı duymak
köstek
- Cep saati, kılıç, anahtar vb.nin ucuna takılan zincir.
- Saat, kılıç, anahtar vb.nin ucuna takılan zincir
- Koşulan atların tepmesini önlemek için kuskun kayışına eklenen kayış.
- Balık iğnesini oltaya bağlayan, bir iki karış uzunluğunda kıl veya misina parçası.
- Engel.
- Atlarda hareketsizliği sağlamak amacıyla bukağılık bölgesine uygulanan halka biçimindeki aygıt.
- Bedene iğnenin bağlanmasını sağlayan, kalınlığı beden kalınlığından daha az olan, bir ucu bedene, diğer ucu olta iğnesine bağlı olta ipi parçası.
- Hobble, fetter.
- Ripping hook.
- Hobble.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
estek köstek etmekesteemesteem estimationesteem give credit foresteem highlyesteem meritestestaestablishestablish ones alibiestablish toköstekköstek çubuğuköstek olmakköstek vurmakkösteklemekösteklemekkösteklememekkösteklenişkösteklenmekösteklenmekköstebekköstebek derisiköstebek illetiköstebek yuvasıköstebekgiller