eski ne demek?

  1. Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı

    Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden?

    N. Ataç
  2. Önceki, sabık

    Anlatışına bakılırsa, eski kâtibe, şimdi fevkalade şık giyiniyormuş.

    H. Taner
  3. Geçerli olmayan

    Bugün mekteplerimiz artık o eski mektepler değildir.

    R. N. Güntekin
  4. Herhangi bir meslekte uzun süreden beri çalışmış olan.
  5. Geçmiş çağlardaki

    Kendimi eski zamanların eski bir gecesinde gayet geç bir saatte sokakta dolaşıyorum sanıyordum.

    R. N. Güntekin
  6. Mesleğinde uzmanlaşmış, deneyimi olan.
  7. Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey

    Ben babamın eskilerinden uydurma şeylerle giyiniyordum.

    H. Z. Uşaklıgil
  8. Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz.
  9. Eskiye ait,eski devirden kalma arkaik, kalıntı.
  10. İngiltere'Den köken alan, orijini hakkında değişik teoriler bulunan, başarılı bir koyun çobanı ve soğuk havalara iyi uyum sağladığı için ren geyiği gütmek için kullanılmış, vücudu büyük ve kare şeklinde, tüy yapısı kabarık, gövdesi kaslı ve dengeli, bir ırk özelliği olarak sırt düzeyi omuzdan geriye doğru yükselen eğime sahip, ya doğuştan kuyruksuz veya kuyruğu tamamen kesilen, kürkü uzun ve çift katmanlı, rengi mavi, gri veya gri-mavi, bazen baskın renk üzerinde desenler görülebilen, ırk özelliği olarak yürüyüş şekli ayı yürüyüşünü andıran yuvarlanır tarzda, havlaması yüksek sesli ve çınlayan, nazik, sevecen, zeki, sadık ve koruyucu, çok güçlü gütme içgüdüsüne sahip olduğundan ailesini, özellikle küçük çocukları gütmeye çalışabilen, bekçi köpeği ve özellikle koyun gütme amaçlı çoban köpeği olarak yetiştirilen köpek ırkı, bobtail köpeği.
  11. Sekiz adet varyetesi bulunan, deri rengi ve yumurta kabuğu rengi beyaz, süs amacıyla yetiştirilen, İngiltere'de bulunan, küçük yapılı ve oldukça tüylü etkin tavuk ırkı.
  12. Bk. bayat
  13. (en)Ancient.
  14. (en)Early.
  15. (en)Former.
  16. (en)Earlier.
  17. (en)Out-of-date.
  18. (en)Old-time.
  19. (en)Used.
  20. (en)Secondhand.
  21. (en)Archaic.
  22. (en)Bygone.
  23. (en)Crusted.
  24. (en)Cut-and-dried.
  25. (en)Disused.
  26. (en)Erstwhile.
  27. (en)Immemorial.
  28. (en)Late.
  29. (en)Obsolete.
  30. (en)Olden.
  31. (en)Onetime.
  32. (en)Passe.
  33. (en)Passee.
  34. (en)Past.
  35. (en)Previous.
  36. (en)Prior.
  37. (en)Quondam.
  38. (en)Sometime.
  39. (en)Of lo.
  40. (en)Antiquated.
  41. (en)Corny.
  42. (en)Dated.
  43. (en)Shabby.
  44. (en)Unto.
  45. (en)Veteran.
  46. (en)Obsolescent.
  47. (en)Old-fashioned.
  48. (en)Out of date.
  49. (en)Outmoded.
  50. (en)Worn-out.
  51. (en)Back.
  52. (en)Worn out.
  53. (en)Second hand.
  54. (en)Gray.
  55. (en)Grey.
  56. (en)Hoary.
  57. (en)One time.
  58. (en)Outworn.
  59. (en)Primitive.
  60. (en)Pristine.
  61. (en)Stale.
  62. (en)Threadbare.
  63. (en)Old English Sheep Dog.
  64. (en)Old English Game Hen.
  65. (fr)Archaique

eski ağıza yeni taam

  1. Turfanda bir şey yenirken söylenen bir söz.

eski ağza yeni taam

  1. Turfanda bir şey yenilirken söylenen söz.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

eski ağıza yeni taameski ağza yeni taameski ahiteski ahitin arami dilindeki tefsirlerieski ahitte dördüncü kitapeski ahitte geçen ikinci derecedeki peygambereski akademieski antik komedyaeski askereski asmaeskeskabeskaboeskafeskal
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın