Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı.
Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan.
Aralarında sıkı ilgi bulunan.
Benzeyen, andıran, yaklaşan
Örnek:
Beş dönüme yakın bahçesi bir ormanı andırırdı. Ö. Seyfettin
Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan
Örnek:
Elli yaşında adam, ellisine yakın kadın... S. F. Abasıyanık
Uzak olmayan yer.
Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba
Örnek:
Türkçe konuştuğu için bana kendi yakınlarımızdan biri hissini veren yaşlı garson yanımıza geldi. Y. K. Karaosmanoğlu
Bk. kesinlik
İlgi ve iyiliklerini görmekte olduğumuz komşu ve dostlarımız, hiçbir ilgisini görmediğimiz hısımlarımızdan bize daha yakındır.
Bk. sağlam bilgi
Adjacent.
Akin.
Akin to.
Approximate.
Close.
Analogous.
Bosom.
Parallel.
Pleasant.
Close-by.
Who is close to sb.
Nearby.
Near to.
Thick.
Close-rage.
Connate.
Connected.
Contiguous.
Convenient.
Familiar.
Handy.
İmmediate.
İmminent.
İnseparable.
İntimate.
Near.
Not far.
Pending.
Proximate.
Within reach.
Close to.
At hand.
Hard.
Very similar to.
Round the corner.
Locally.
Neighbouring.
Nigh.
reklamlar
Bunları Kaçırmayın
BİS, bir sözün içinde geçtiği başka sözler bulmak için üretilmiş bir araçtır, özellikle birden çok sözden oluşan çeşitli terim ve deyimleri bulmaya yarar. (BİS Kelime Türetmece)
Belirli harflerini bildiğiniz kelimeleri bulabilirsiniz. (Bulmaca Yardımcısı)