encompassing ne demek?
- Tüm üyeleri kapsayan
- Kuşatarak
- Herkesi kapsayan
tüm
- Bir şeyin bütünü, tamamı, hepsi.
- Yarım olmayan, bütün, eksiksiz.
- Tümsek.
- Bk. tam
- Whole.
- Entire.
- Total.
- Clear.
- Undivided.
- Utter.
encompass
- Kuşatmak, sarmak
- Kapsamak
- Neden olmak
- Kumpas kurmak
- Etrafını çevirmek
- Etrafını sarmak, çevirmek
- Içine almak, ihtiva etmek
encompassment
- Çembere alma
- Kuşatma
- Etrafını çevirme