elverişli ne demek?

  1. Uygun, işe yarayan, müsait

    Halim'e, içinde bulunduğu zor ve ezici durumdan kurtulmak için bundan daha elverişli bir fırsat çıkmazdı.

    A. İlhan
  2. İşe yarayan, ergonomik
  3. (en)Suitable.
  4. (en)Convenient.
  5. (en)Sufficient.
  6. (en)Favourable.
  7. (en)Practicable.
  8. (en)Opportune.
  9. (en)Adequate.
  10. (en)Auspicious.
  11. (en)Practical.
  12. (en)Propitious.
  13. (en)Prosperous.
  14. (en)Streamlined.
  15. (en)Susceptible.
  16. (en)Right.
  17. (en)Satisfactory.
  18. (en)Strategic.
  19. (en)Convenable.
  20. (en)Economic.
  21. (en)Effective.
  22. (en)Efficient.
  23. (en)Eligible.
  24. (en)Handy.
  25. (en)Ready made.
  26. (en)Serviceable.
  27. (en)Usable.
  28. (en)Workable.

elverişli nokta

  1. (en)Coign of vantage.

elverişli olmak

  1. (en)Lend itself to.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

elverişli noktaelverişli olmakelverişli stokelverişli toprak nemielverişli uygunelverişlilikelverir kielverisli pozisyon
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın