el vermek ne demek?
- Yardım etmek
- Tarikatlarda mürşit, bir müride, başkalarına yol gösterme izni vermek
- Halk hekimliği ile uğraşan kimse bilgilerini bir başkasına öğretmek
- Kâğıt oyunlarında elde olan veya olmayan sebeplerle oyun üstünlüğünü karşı tarafa bırakmak.
- Serve.
yardım
- Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet
- Bir ülkeye bağış veya ödünç olarak verilen para ve ihtiyaç maddeleri.
- Etki
- Bağış, iane.
- Assist.
- Assistance.
- Backing.
- Backup.
- Booster.
- Comfort.
el vergisi, gönül sevgisi
- Bize bir şey verene, armağan edene karşı gönlümüzde sevgi uyanır.
el ve ayaklarını birbirine değdirme
- Spread-eagle.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
el vergisi, gönül sevgisiel ve ayaklarını birbirine değdirmeel ve kalpel veya yumruk darbesiel vurmamakelelel açmakel adamıel ağzına bakan, karısını tez boşarel alel alameinel alemel aletiel alıcısıee 6 banyoe 6 prosese ağe boatvermekvermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious