el için kuyu kazan, evvela kendisi düşer ne demek?
- Başkasına tuzak hazırlayan kimse, bu tuzağa ondan önce kendisi düşer.
el
- Batı Samileri'nin en önemli totemi
- Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümüne verilen ad.
- Sahiplik, mülkiyet.
- Kez, defa.
- İskambil oyunlarında kâğıt atma sırası.
- Yönetim, baskı, etki.
- Bazı nesne ve araçların tutmaya yarayan bölümü.
- Aracı, vasıta.
- Yabancı, yakınların dışında kalan kimse
- Ülke, yurt, il
el
- (enzyme-linked immunoabsorbent assay) ELISA, (Tıp) belirli virüs ya da bakterilere antikorlar belirlemek için kullanılan kan tahlili (başlangıç HIV tarama testi olarak kullanılan)
için
- Amacıyla, maksadıyla
- Sebep ve sonuç belirten bir söz
- -dan / -den dolayı, ... -dan / -den ötürü
- Özgü, ayrılmış.
- Düşüncesince, kendince, göre
- Hakkında
- Oranla, göz önünde tutulursa.
- Karşılığında, karşılık olarak.
- In the cause of.
- So as to.
kuyu
- Su katmanına varıncaya kadar derinliğine kazılan, genellikle silindir biçiminde, çevresine duvar örülen, suyundan yararlanılan çukur
- Toprağa kazılan derince çukur.
- İçinden çıkılamayan durum veya yer.
- Yer altındaki iş yerlerine ulaşmak için açılmış ve kesit boyutları derinliğine oranla sınırlı, düşey veya düşeye yakın bağlantı yolu.
- Yeraltı suyundan yararlanmak üzere insan eliyle açılmış, genellikle çember biçiminde, az çok derin çukur.
- Well.
- Shaft.
- Bore.
- Coalpit.
- Draw well.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
elelel açmakel adamıel ağzına bakan, karısını tez boşarel alel alameinel alemel aletiel alıcısıee 6 banyoe 6 prosese ağe boatiçiniçin içiniçin çalışmakiçin dogaliçin güncellestiriçin içiniçin için gülmekiçin için yanan ateşiçin için yanmakiçin iyi gitmekiçiiçi açılmakiçi almamakiçi bayılmakiçi beni yakar