Bir eksiuç ışıtacının ya da almaç ışıtacının, iç çeperi ışınır özdekle sıvalı, elektron topunun gönderdiği elektron demeti çarpınca, görüntülüğün önünde ışıklı görüntü oluşturan düz bölümü.
Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk
Örnek:
Okuyabilmek için kapıdaki ışık yeterli değildi. H. E. Adıvar
Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç.
Elektrik.
Resim sanatında ışıklı, parlak yer.
Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı
Örnek:
Bütün gözlerden manalı ışıklar sıçrıyordu. P. Safa
Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb
Örnek:
Sevgili Behçet Necatigil şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri olarak ayrıldı aramızdan. N. Cumalı
Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma.
Yönetmenin, sahnenin ya da salonun aydınlatılması için verdiği buyruk.
Göze uyarımda bulunan ve beyin tarafından yorumlandığında görme duyusuna, yani görülebilir ışığa yol açan elektromıknatıs ışınım. Başka bir deyişle, ışımayla yayılan ve görme duyusuyla algılanan erke biçimi. (Bu elektromıknatıs ışınım, 4x10-7 m ile 7,7x10-7 m arasındaki dalga uzunluklarında yer alır. Dalga uzunluklarındaki değişiklikler gözde değişik duyulara yol açarak değişik renkleri oluşturur).
Aydınlık, ziya.
Mutluluk, sevinç veya zekadan doğan, yüzde ve gözlerde beliren parıltı.
Mec. Yol gösteren, aydınlatan, önderlik eden kimse.
Beam.
Light (luminous energy.
Light.
Gleam.
Lights!.
Lamp.
Luminary.
Photo-.
Any source of light.
Bathe.
Doppler effect.
Licht
Lumière
Lumière!
reklamlar
Bunları Kaçırmayın
BİS, bir sözün içinde geçtiği başka sözler bulmak için üretilmiş bir araçtır, özellikle birden çok sözden oluşan çeşitli terim ve deyimleri bulmaya yarar. (BİS Kelime Türetmece)
Belirli harflerini bildiğiniz kelimeleri bulabilirsiniz. (Bulmaca Yardımcısı)