ego ideali ne demek?

  1. Kişinin, kendisini görmek istediği, amaç edindiği ideal benlik.
  2. (en)Ego ideal.

ego psychology

  1. Ego psikolojisi, Yeni Freudcu psikolojinin egonun bağŸımsız bir enerjisi olduğŸunu ve bağŸlı olmadan özgürce çalışŸtığŸını savunan psikoanaliz okulu

ego

  1. Ben, benlik. Ben merkezli düşünce sistemi. Latince'den gelmekte ve "ben" anlamına gelmektedir.
  2. Lat. Ben. Ene.
  3. (en)The conscious and permanent subject of all psychical experiences, whether held to be directly known or the product of reflective thought; opposed to non-ego.
  4. (en)The conscious mind an inflated feeling of pride in your superiority to others.
  5. (en)An inflated feeling of pride in your superiority to others.
  6. (en)Your consciousness of your own identity.
  7. (en)The conscious mind.
  8. (en)The conscious self; the 'I'; the central, experience-filtering complex of consciousness --and the most stable complex because it's grounded in the body sensations A relatively permanent personification The most individual part of the person The ego divides into the ectopsyche and the endopsyche It's an object in consciousness as well as a requirement for it Its two main constituents are bodily sensations and memory.
  9. (en)The belief in the reality of the separated or false self, made as substitute for the Self Which God created; the thought of separation that gives rise to sin, guilt, fear, and a thought system based on specialness to protect itself; the part of the mind that believes it is separate from the Mind of Christ; this split mind has two parts: wrong- and right-mindedness; almost always used to denote ' wrong-mindedness,' but can include the part of the split mind that can learn to choose right-mindedness.
  10. (en)Exhaust Gas Oxygen; the concentration of oxygen in the exhaust of an engine An EGO sensor is used in closed-loop fuel control systems to indicate rich or lean A/F.

idea

  1. Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, düşünce, fikir.
  2. (Yun.idea < idein = görmek) : 1- (Platon'da) Değişmez öz, şeylerin ilkörneği. Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan; duyularla değil, yalnızca tinsel olarak -> anımsama yoluyle kavranabilen, duyularla yalnızca görüngüleri (gölgeleri) algılanabilen asıl gerçeklik. 2- (Aristoteles'te) Görüngülerin değişkenliği içinde bir ve aynı olarak kavranan; tek tek nesnelerin özü olan şey. Nesnelerin biçimlendirici ilkesi (entelekhia) olanideaların görüngüler dünyası dışında bir varlıkları yoktur, bunlar duyu dünyasının içinde yer alırlar. Aristoteles'teidea, öz kavramı, tümel kavram anlamına da gelir. 3- (Augustinus ve Hıristiyan ortaçağında) Tanrı'nın, dünya için örnek olacak yaratıcı düşüncesi. 4- (Stoa'da, adcılarda, yeniçağ Fransız ve İngiliz felsefesinde- Descartes, Locke, Hume, Berkeley-) Bilinç içeriği, tasarım, düşünce. 5- (Kant'ta) Deneyi aşan us kavramı; düzenleyici ilke olarak koşulsuz olan; gerçeklik dünyasında karşılığı olmayan, duyularda kendisine karşılık olan bir şeyin verilmediği zorunlu bir us kavramı: a. Bizi duyulur dünyanın üzerine çıkaran şey olarak, yüksek düşünce; erişilmesi gereken şey; b. Hiç bir zaman tam olarak gerçekleştirilemeyecek olan, hep yalnızca ülkü, yalnızca gereklilik, yalnızca erişilmesi istenen erek olarak kalan. 6-(Fichte, Schelling, Hegel ve Ranke'de) Tarihsel etken: a. İnsanda ancak bilinçle ortaya çıkan tinsel güç ve yönelim. Bu anlamda bir çağın, bir tarihsel olayın temel ilkesi, b. Belli bir tarihsel sürecin somut ereği, aynı zamanda görevi, c. (Hegel'de) Eytişimsel süreç içinde kendini açan, din, sanat ve felsefede dile gelen düşünce. // -> Tarihsel özdekçilik, Hegel'le karşıtlık içinde,ideayı ekonomik ilişkilere bağlı görür. Tarihin gidişini belirleyen düşünce değildir bu görüşe göre, tam tersineideaları belirleyen alt yapıdır (Marx); oysaidealist tarih anlayışı, tarihsel olayların itici gücünü düşüncelerde arar (Ranke). 7- (Husserl'de, Platonla bağlantı içinde) Öz görüsünde verilmiş olan salt öz.
  3. (en)The content of cognition; the main thing you are thinking about; 'it was not a good idea'; 'the thought never entered my mind'.
  4. (en)Personal view; 'he has an idea that we don't like him'.
  5. (en)An approximate calculation of quantity or degree or worth; 'an estimate of what it would cost'; 'a rough idea how long it would take'.
  6. (en)Your intention; what you intend to do; 'he had in mind to see his old teacher'; 'the idea of the game is to capture all the pieces'.
  7. (en)Melodic subject of a musical composition; 'the theme is announced in the first measures'; 'the accompanist picked up the idea and elaborated it'.
  8. (en)Private key encryption-decryption algorithm that uses a key that is twice the length of a DES key.
  9. (en)Individuals with Disabilities Education Act, IDEA was amended in 1997 One amendment addresses the role of Assistive Technology in Special Education and mandates that AT be considered at every IEP of every student regardless of Disability.
  10. (en)Abbreviation of the title of Public Law 101-476, Individuals with Disabilities Education Act.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ego psychologyegoegobronkofoniegocentricegocentric behavioregocentric environmental ethicsegocentric thinkingegocentricityegocentrismegodistonikegegaegadegaenhance graphics adapterEgaleidealisationidealiseidealismidealism idealizmidealistidealist ethicsidealist etikidealist pasoniyeidealist tarih anlayışıidealisticidealideal attenuatorideal capacitorideal capacityideal concentration
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın