eğik görüntü saptama ne demek?

  1. Mıknatıslı görüntü kuşağına görüntülerin eğik olarak saptanması işlemi. Enine görüntü saptamanın karşıtı.
  2. (en)Helical scan recording.
  3. (al)Schrägspurverfahren, Schrägschriftverfahren
  4. (fr)Enregistrement balayage hélicoïdal

eğik görüntü aygıtı

  1. Eğik görüntü saptamayı gerçekleştiren mıknatıslı görüntü aygıtı.
  2. (en)Helical scan recorder.
  3. (al)Schrägspurgerät, Schrägschriftgerät
  4. (fr)Magnétoscope à balayage hélicoïdal

eğik

  1. Yatay bir çizgi veya düzlemle açı oluşturacak biçimde olan, yalman, mail, şev.
  2. Eğilmiş olan, dik veya düz olmayan.
  3. Bükülmüş
  4. Dik veya paralel olmayan doğru.
  5. (en)Oblique.
  6. (en)Inclined.
  7. (en)Slanting.
  8. (en)Sloping.
  9. (en)Threshold.
  10. (en)Bevel.

görüntü

  1. Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet.
  2. Herhangi bir nesnenin mercek, ayna vb. ile oluşturulan biçimi, hayal.
  3. Manzara.
  4. Herhangi bir nesnenin mercek, ayna vb. araçlarla oluşturulan biçimi, hayal.
  5. Sayı doğrusu üzerinde bir sayıya karşı gelen nokta.
  6. Bir film üzerinde sıralanmış resimlerin gösterici yardımıyla ekrana art arda düşürülmesi sonunda hareketin yeniden kurulmasıyla ortaya çıkan görünüş, görüntülük üzerindeki hareketli resimler bütünü.
  7. Bir nesnenin çeşitli noktalarından çıkan ışık ışınlarının, bir ışıksal dizgeden geçtikten sonra oluşturdukları biçim.
  8. Bir film üzerinde sıralanmış resimlerin gösterici yardımıyla ekrana art arda düşürülmesi sonunda hareketin yeniden kurulmasıyla ortaya çıkan görünüş.
  9. Herhangi bir nesnenin mercek, ayna gibi araçlarla oluşturulan resmi; herhangi bir nesnenin bazı ışık olayları sonucu elde edilen resmi. Sinem
  10. Bir film üzerinde sıralanmış resimlerin gösterici yardımıylagörüntülüğe art arda düşürülmesi sonunda devinimin yeniden kurulmasıyla ortaya çıkan görünüş;görüntülük üzerindeki devinimli resimler bütünü. TV

saptama

  1. Gümüş bromür kalıntılarını eritmek için filmin kimyasal bir eriyikten geçirilmesi.
  2. Saptamak işi, tespit.
  3. Tesbît (bk. belirtme). ~ arancı (dilemi):tesbît da’vâsı.
  4. Açındırma sonunda, ışıklanmamış gümüş bromürün ortadan kaldırılarak resmin ışıktan etkilenmemesini sağlama.
  5. (en)Determination.
  6. (en)Fixing.
  7. (en)Making sth stable / stationary determining.
  8. (en)Establishing.
  9. (en)Ascertainment.
  10. (en)Fixing, fixation.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

eğik görüntü aygıtıeğikeğik biçmeeğik çapeğik çekimeğik çerçevelemeeğik çizgieğik çizgilereğik dağıtıcı ışıklıkeğik dairesel konieğik düzeyeğiçeğiçmeneğidemireğidemirieğbeeğdieğdirişeğdirmegörüntügörüntü ses montajıgörüntü adıgörüntü admitansıgörüntü adresigörüntü aktarma ünitesigörüntü algörüntü alanıgörüntü bandıgörüntü belleğigörüngörüncegörünçgörünç işleyimigörünççü
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın