dolgu ıki yana yasla ne demek?

1. Fill justify

fill

1. Yağmur yağmayıp ot bitmeyen yer, otsuz yer.
2. Doldurmak, şişirmek, doyurmak, dolgu yapmak, dolmak, şişmek
3. Doldurmak, tatmin etmek
4. Yapmak, icra etmek
5. Işgal etmek, tutmak
6. Dolmak, doymak, kabarmak, şişmek
7. Hazırlamak (reçete)
8. Dolumluk, doyumluk, dolduracak miktar
9. Toprak tesviyesinde kullanılan toprak veya moloz

dolgu

1. Bir oyuğun, bir kovuğun içine doldurulan madde.
2. Toprak doldurma işlemi.
3. Bu işlemin sonucu.
4. Cevher alınmasından sonra oluşan boşlukların doldurulma işleminde kullanılan taş, toprak vb. malzeme.
5. Boya, plastik, kauçuk vb. ürünlerin özelliklerini geliştirip mal oluşlarını düşürmek için içlerine katılan özdek.
6. Wadding.
7. Filling.
8. Stuffing.
9. Inlay.
10. Plug.

dolgu biçemi

1. Fillstyle

ki

1. Anlam bakımından birbirleriyle ilgili cümleleri birbirine bağlayan bir söz
2. Özneyi, tümleci güçlendirerek cümlenin temel bölümüne bağlayan bir söz.
3. "Öyle, o kadar, o denli" vb.nden sonra, kullanıldığı cümleye güç katan bir söz.
4. İkinci cümledeki yargının birincideki hareketin yapılışı sırasında görülerek şaşıldığını bildiren bir söz.
5. İki cümlede anlatılan durumların uyuşmazlığını bildiren bir söz
6. Yakınma, kınama vb. duygular anlatmak için bir cümlenin sonuna getirilen bir söz.
7. Bir soru cümlesinin sonuna getirildiğinde şüphe veya endişe anlatan bir söz.
8. Bazı kelimelerin sonuna bir ek gibi eklenerek birtakım zarflar, yeni edatlar oluşturan bir söz: Belki, çünkü, hâlbuki, mademki, sanki gibi.
9. That.
10. So that.

Türetilmiş Kelimeler (bis)