dirayet ne demek?

Kökeni: Farsça

  1. İnce şeyleri kavrayış

    Dikkat ve dirayetiyle her işin yolunda yürümesini temin etmişti.

    Osman Aysu
  2. Akla ve içtihada dayalı anlayış ve görüş.
  3. İlim ve tecrübenin verdiği beceriklilik
  4. Çabuk kavrama yeteneği.
  5. Kuvvetli tecrübe sahibi olmak.
  6. Zeka, bilgi, kavrayış.
  7. (en)Ability.
  8. (en)Skillfulness.
  9. (en)Discernment.
  10. (en)Perception.
  11. (en)Senses.

ince

  1. Kendi cinsinden olanlara göre, dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı.
  2. Zayıf
  3. Taneleri ufak, iri karşıtı.
  4. Küçük ayrıntıları çok olan, aşırı özen gerektiren, kaba karşıtı.
  5. Akışkanlığı çok olan, yoğun ve koyu olmayan (sıvılar).
  6. Tiz (ses), pes karşıtı
  7. Hafif, gücü az
  8. İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı
  9. (en)Fine.
  10. (en)Slender.

dirayetkar

  1. Bilgili, dirayetli, kavrayışlı. (Osmanlıca'da yazılışı: dirayetkâr)

dirayetli

  1. Yetenekli, becerikli
  2. Zeki.
  3. Kavrayışlı, zeki, bilgili, anlayışlı.
  4. (en)Sapient.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

dirayetkardirayetlidirayetlilikdirayetsizdirayetsizlikdirac delta functiondirac fonksiyonudirac functiondirac s fonksiyonudirahşdirdir bir terketmek
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın