dikiş ne demek?

  1. Dikme işi

    Dikişe, oyaya başladı, hanım hanımcık yaşıyordu, memnundu.

    R. H. Karay
  2. Dikme biçimi

    Aralarında görüşmeye başlar başlamaz da hemen kumaş, terzi, dikiş, moda kelimeleri geçerdi.

    A. Ş. Hisar
  3. Dikilen yer.
  4. Giysi üzerinde gözle görülen dikilmiş iplik yolu.
  5. Dikilecek şey

    Yanında demir bir bahçe iskemlesi, üstünde bir dikiş.

    M. Ş. Esendal
  6. Giysi dikme işi, terzilik

    Başkalarının dikişi görünüşte bizimkinden ayırt edilmez gibidir.

    R. N. Güntekin
  7. Cerrahi yolla, iki yapıyı veya yüzeyi birleştirme
  8. (en)Sewing.
  9. (en)Stitch.
  10. (en)Seam.
  11. (en)Needlework.
  12. (en)Stitching.
  13. (en)Suture.
  14. (en)Stich.
  15. (en)Whipping.

dikme

  1. Dikmek işi.
  2. Ahşap yapılarda pencere ve kapı yanlarına dikilen direklerden her biri.
  3. Bir evde aileyi sürdürecek olan tek çocuk
  4. Ağaç, direk.
  5. Fidan, yeni dikilmiş fidan.
  6. Yük kaldırmakta kullanılan bir direkli maçuna.
  7. Dikey olan doğru veya düzlem, amut.
  8. Bir noktadan bir çizgiye ya da bir yüzeye dik açı altında inen doğru.
  9. Bir noktadan bir çizgiye ya da bir yüzeye dik açı altında inen doğru.
  10. Yüksek atlamalarda, aşılması gereken çıtayı taşıyan ayakların konduğu direklerden her biri.

dikiş atmak

  1. Yarılan veya yırtılan deriyi dikişle bir araya getirip tutturmak: Kafasına iki dikiş attılar.
  2. (en)Put stitches in, stitch up, suture.

dikiş atmaya yarayan ip

  1. (en)Suture.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

dikiş atmakdikiş atmaya yarayan ipdikiş çeşididikiş dikmekdikiş gibi iz bırakmakdikiş iğnesidikiş kaynağıdikiş kaynağı yapmadikiş kutusudikiş makinasında ayakDikidikicidikicilikdikilebilirdikilebilir fide
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın