dik ne demek?

  1. Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan

    Sağlam yapılı, dik duruşlu bir gençti o yıllarda.

    N. Cumalı
  2. Eğimi dike yakın olan

    Dik bir dereye indiler.

    Ö. Seyfettin
  3. Yatık durmayan, sert.
  4. Sert, kalın, tok (ses)

    Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda bekleşen komşular işittiler.

    A. İlhan
  5. Sert (bakış).
  6. Ters, aksi (söz).
  7. Kaba, yersiz (davranış)

    Kaba denilecek kadar ani ve dik bir davranışla halasını bıraktı ve kalktı.

    H. E. Adıvar
  8. Birbirine dikey olan doğrulardan oluşmuş.
  9. Bk.dikme.
  10. Yatay bir düzleme göre yerçekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan.
  11. Sert, aksi.
  12. Sert, kalın, tok
  13. Horoz.
  14. (en)Perpendicular.
  15. (en)Upright.
  16. (en)Vertical.
  17. (en)Straight.
  18. (en)Steep.
  19. (en)Bluff.
  20. (en)Upstanding.
  21. (en)Erect.
  22. (en)Horny.
  23. (en)Abrupt.
  24. (en)Arduous.
  25. (en)Bold.
  26. (en)Jagged.
  27. (en)Precipitous.
  28. (en)Rapid.
  29. (en)Scarped.
  30. (en)Sheer.
  31. (en)Square.
  32. (en)Stand-up.
  33. (en)Stiff.
  34. (en)Uprightly.
  35. (en)Precepitous.
  36. (en)Intent.
  37. (en)Fixed.
  38. (en)Penetrating.
  39. (en)Right.
  40. (en)Obstinate.
  41. (en)Normal.
  42. (en)Plumb.
  43. (en)High.
  44. (en)Aplomb.
  45. (en)Orthogonal.
  46. (en)Standing.
  47. (en)Uphill.
  48. (en)Rigid.
  49. (en)Starched.
  50. (en)Scrap.
  51. (en)On end.
  52. (en)Stand up.
  53. (en)Rough.

dikme

  1. Dikmek işi.
  2. Ahşap yapılarda pencere ve kapı yanlarına dikilen direklerden her biri.
  3. Bir evde aileyi sürdürecek olan tek çocuk
  4. Ağaç, direk.
  5. Fidan, yeni dikilmiş fidan.
  6. Yük kaldırmakta kullanılan bir direkli maçuna.
  7. Dikey olan doğru veya düzlem, amut.
  8. Bir noktadan bir çizgiye ya da bir yüzeye dik açı altında inen doğru.
  9. Bir noktadan bir çizgiye ya da bir yüzeye dik açı altında inen doğru.
  10. Yüksek atlamalarda, aşılması gereken çıtayı taşıyan ayakların konduğu direklerden her biri.

dik açı

  1. Birbirini kesen iki doğrunun oluşturduğu açılar eşit olduklarında, bu açıların her biri.
  2. (en)Right angle.

dik açılı

  1. (en)Right-angled, rectangular, at right angles, right, normal.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

dik açıdik açılıdik alasıdik ark izdik bakışdik bakışlıdik başlıdik başlılıkdik başlılık etmekdik biçmedidi tor s iyondiadia filmdia gösterili konferans
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın