derin derin düşünmek ne demek?
- Üzüntülü düşünceye dalmak.
- Chew, chew the cud.
üzüntülü
- Üzüntüsü olan, acılı, müteessir
- Üzüntü veren
- Üzüntülü bir biçimde, üzüntülü olarak.
- Bir biçimde, üzüntülü olarak.
- Dark.
- Distressed.
- Hard-pressed.
- Sorry.
- Woebegone.
- Worried.
derin
- Dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan
- Yüzeyden içeri inen.
- Kendi türünde çok gelişmiş, en ileri durumda olan.
- Yoğun
- Uzun süren
- Ayrıntıya önem verilerek hazırlanan
- İçten gelen.
- Uyanılması güç, ağır (uyku).
- yüzeyi tabanından uzak olan
- Çok gelişmiş, çok ilerlemiş.
derin ağız yangısı
- Ağzın destek dokularına kadar ilerleyen ağız yangısı. İrin yapan bakterilerin submukoza ve kaslara girmesi sonucu biçimlenir.
- Profound stomatitis.
derin
- Dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan
- Yüzeyden içeri inen.
- Kendi türünde çok gelişmiş, en ileri durumda olan.
- Yoğun
- Uzun süren
- Ayrıntıya önem verilerek hazırlanan
- İçten gelen.
- Uyanılması güç, ağır (uyku).
- yüzeyi tabanından uzak olan
- Çok gelişmiş, çok ilerlemiş.
düşünmek
- Bir sonuca varmak amacıyla bilgileri incelemek, karşılaştırmak ve aradaki ilgilerden yararlanarak düşünce üretmek, zihinsel yetiler oluşturmak, muhakeme etmek
- Aklından geçirmek, göz önüne getirmek
- Zihniyle arayıp bulmak.
- Bir şeye karşı ilgili ve titiz davranmak.
- Akıl etmek, ne olabileceğini önceden kestirmek
- Tasarlamak.
- Tasalanmak, kaygılanmak.
- Farz etmek.
- Think.
- Give thought to.