dergah ne demek?

Kökeni: Farsça

  1. Tekke

    Çile çeken derviş, dergâhta kendisine gösterilen vazife dışında her istediğini okumakta ve bazı meşguliyetlerde bulunmakta serbestti.

    Asaf Halet Çelebi
  2. Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ettikleri ve törenler yaptıkları yer, tekke.
  3. Huzur, kat

    Biçare Yunus'un çoktur günahı / Hakk'ın dergâhına yüz tutmuşum ben

    Yunus Emre
  4. (Mimarlık) Dervişlerin toplandıkları ve ayin yaptıkları yer, yapı. a. bk. büyük tekke.
  5. (Der-geh) f. Cenab-ı Hakk'a ibadet edilen yer. (Osmanlıca'da yazılışı: dergâh)

tekke

  1. Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer, dergâh
  2. İşsiz güçsüz kimselerin buluşup sığındıkları yer.
  3. Esrar içilen üstü kapalı yer.
  4. Hapishane
  5. (en)The dominant Turkmen tribe in the second half of the nineteenth century, makers of a great variety of refined weavings Their carpets, eagerly collected by Europeans, were baptized 'Royal Bukhara' by merchants wishing to enhance their appeal.
  6. (en)Poky.
  7. (en)Dervish lodge.
  8. (en)Lit 'corner,' a dervish gathering place, synonymous with Khaniqah and Zawiyya.

dergah ı ali kulları

  1. Bk. kapıkulu

dergahı alı

  1. Padişah kapısı. Yüksek dergah. (Osmanlıca'da yazılışı: dergâh-ı âlî)

Türetilmiş Kelimeler (bis)

dergah ı ali kullarıdergahı alıdergahı mualladergidergi çıkarma hakkıderder akapder demezder encodedder hatır
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın