deniz seviyesinden daha yukarda ne demek?
- Above sea level
above
- Üstün
- -e hakim olan, -e bakan
- Yukarısına, yukarısında, üstüne, üstünde
- -den yukarıya, yukarıda
- Daha yukarıda olarak, sıraca önce olarak
- -den üstün. Rütbe veya iktidarca üstün olarak.
- Yukarıda olan
- Yukarıda zikredilmiş, daha önce gösterilmiş olan
- Semada olan, gökteki. Allah.
- -den çok, -den fazla. Hepsinden ziyade, bütün bunlardan başka.
deniz
- Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi.
- Bu su kütlesinin belirli bir parçası.
- Sınırsız genişlik, çokluk, yoğunluk.
- Aydaki düzlükler.
- Geniş alan.
- Yer kabuğunun çukur kesimlerini dolduran, bağlı olduğu anadenize göre daha az derin, karasal sahanlıkları daha yaygın ve karaların etkisine çokça açık tuzlu su alanları.
- Büyük su kütlesindeki dalgalanma.
- Büyük su kütlesi.
- Çok, bol.
- Derya.
deniz adamı
- Merman.
daha
- Şimdiye kadar, henüz.
- Var olana, elde bulunana ek olarak, olana katarak
- Kendisinden sonra üçüncü kişi iyelik eki alan bir sıfatla birlikte sözü edilen konuda en önemli durumu belirtmek için kullanılan bir söz.
- Bundan başka, bunun dışında
- Bir çeşit çocuk oyunu.
- Kaba kuşluk vakti.
- More.
- Over.
- Still.
- Only.