deniz seferleri ile ilgili ne demek?
- Maritime
maritime
- Denizciye özgü
- Deniz, deniz kıyısında
- Deniz kenarında veya denize yakın
- Denizle ilişiği olan
- Denizciye mahsus
- Deniz seferleri ile ilgili
deniz
- Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi.
- Bu su kütlesinin belirli bir parçası.
- Sınırsız genişlik, çokluk, yoğunluk.
- Aydaki düzlükler.
- Geniş alan.
- Yer kabuğunun çukur kesimlerini dolduran, bağlı olduğu anadenize göre daha az derin, karasal sahanlıkları daha yaygın ve karaların etkisine çokça açık tuzlu su alanları.
- Büyük su kütlesindeki dalgalanma.
- Büyük su kütlesi.
- Çok, bol.
- Derya.
deniz adamı
- Merman.
sefer
- Yolculuk, seyahat. Bir yerden bir yere gitme.
- Genellikle ülke dışına yapılan askerî harekât, savaşa gitme, savaş.
- Kez, yol, defa
- Gemilerin kalktıkları limana tekrar dönünceye kadar yaptıkları fiil.
- Istılahta: şer'i bakımdan üç gün üç gecelik (veya onsekiz saatlik) yola gitmek için kişinin oturduğu yerden ayrılması.
- Savaş hazırlığı. savaşa gitme. harp, savaş.
- Bkz. yolculuk
- (Safer) Arabi ayların ikincisinin ismi.
- Journey.
- Voyage.
ile
- Kelimenin sonuna geldiğinde birliktelik, beraberlik, araç, sebep veya durum anlatan cümleler yapmaya yarayan bir söz
- Bazı soyut isimlere getirildiğinde durum bildiren zarflar oluşturan bir söz.
- Cümle içinde aynı görevde bulunan iki ögeyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz.
- By means of.
- Hereby.
- Upon.
- With.
- Together with.
- Withal.
- Plus.