denge faiz oranı ne demek?

  1. Ödünç verilebilir fonlar istemi ile sunumunu eşitleyen faiz oranı.
  2. (en)Equilibrium interest rate.

denge faizi

  1. Bk. denge faiz oranı

denge

  1. Bir nesnenin veya bir insanın devrilmeden durma hâli, muvazene, balans.
  2. Zihinsel ve duygusal uyum, istikrar.
  3. Siyasi güçlerin, yetkilerin birbirini sınırlayacak biçimde dağıtılması.
  4. Ekonomik hayatın uyumlu düzeni.
  5. Birbirini ortadan kaldıran güçlerin sonucu olan durma hâli.
  6. Toplumsal denge.
  7. Vücudun en küçük dayanak yüzey ya da yüzeylerinde düşmeden durması. Bu, vücudun ağırlık merkezinden geçen bir düzey çizgisinin her zaman dayanak yüzeyi içinde kalması, böylece ağırlığın dayanak noktasının iki yanına denk olarak yüklenmesiyle sağlanır.
  8. 1) Bir sesin tüm frekans aralıklarının, birisinin diğerine baskın gelmemesi için yakın değerlerlerde tutulması. 2) Steryo bir müzik sistemindeki her bir hoparlörden çıkan ses şiddetinin aynı değerde olması. 3) İcra veya kayıt sırasında çalgıların ses şiddetlerinin birinin diğerine baskın gelmeyecek biçimde yakın olması.
  9. Birbirine ters yönlü güçlerin eşitlenmesi sonucu değişme eğiliminin kalmadığı durum.
  10. Bir nesneye etkiyen kuvvetlerin birleşkelerinin sıfır olduğu durum.

faiz

  1. Kur'an'da Müslümanları vasfetme sadedinde birçok yerde geçmektedir.
  2. Kapitalist ekonomide, artık değerin değişikliğe uğramış biçimi olarak paranın fiyatı, kiralanan paranın kira bedeli.
  3. İşletmek için bir yere ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr, getiri, ürem, nema.
  4. Fon istem ve sunumunun karşılaşması sonucu oluşmuş fon fiyatı.
  5. Üretim faktörlerinden sermayenin getirisi.
  6. Fevz bulan, muradına ulaşan, başarı kazanan.
  7. Başarı kazanan.
  8. Taşan, coşan.
  9. Ödünç verilen para için alınan ve şer'an haram olan kar. Faizin iş hayatındaki manası, "sen çalış, ben yiyeyim"dir. Küçük tasarruf sahiplerinin paraları bankalarda toplanıp, büyük yekunlere ulaşır. Banka bu parayı aldığından daha büyük faizle iş sahiplerine kredi olarak verir. İstihsal edilen (üretilen) malların fiatına masraf olarak bu faiz eklenir. Böylece malların fiatı faiz yüzünden %50 civarında veya daha fazla artar. Bu malı satın alanlar, ödedikleri fiatla birlikte vaktiyle yatırımcının ödediği faizi kendileri ödemiş olurlar. Böylece tasarruf sahipleri bankadan aldıkları faizden çok daha fazlasını bu malı satın almakla geri ödemiş olurlar. Ayrıca fiatların yükselmesiyle dar gelirlilerin haklarına tecavüz etmiş olurlar. Çalışmadan para alıp vermekle zenginleşen bir zümrenin türemesine de sebep olurlar. İslam, faizi haram kılmakla bu haksızlıkları önler. (Bak: Riba)
  10. (en)Interest.

ora

  1. O yer
  2. Kıyı, kenar, çizgi, sınır.Dgr.: anat. ora
  3. (en)That place.
  4. (en)Money of account among the Anglo-Saxons, valued, in the Domesday Book, at twenty pence sterling.
  5. (en)UW Office of Regional Affairs.
  6. (en)UCLA Office of Research Administration.
  7. (en)FDA's Office of Regulatory Affairs.
  8. (en)Office of Regulatory Affairs; Branch of FDA which is responsible for district offices and therefore also controls the inspections of manufacturers.
  9. (en)Parameter file.
  10. (en)An ORA is an assessment of a customer system provided by Oracle Consulting.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

denge faizidengedenge ağırlığıdenge aletidenge alıştırmalarıdenge araçlarıdenge bağlağıdenge bobinidenge borusudenge cayroskobudenge çarkıdengdengaleme karıdengbejdenden aşağı haliden bakmakden baskaden başkafaizfaiz arakazancıfaiz arbitrajıfaiz değerdeşliği kuramıfaiz dışı bütçe dengesifaiz dışı bütçe fazlasıfaiz dışı bütçe giderlerifaiz dışı dengefaiz dışı fazlafaiz dışı gelirfaidefaidemendfaiencefaihfaik
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın