dava takip anlaşması ne demek?
- Retainer.
dava
- Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma.
- İleri sürülerek savunulan düşünce, çözümlenmesi gerekli olan konu, sav
- Sorun
- Ülkü
- Sevgili.
- Aranç, dilem, ~ etmek: arançlamak, dilemlemek. ~ nın ihbârı : arancın, dilemin bildirilmesi, ~ ya müdâhale: aranca, dileme katılma. ictinâb ~ sı: önleme arancı, dilemi. îfâ ~sı: ödeme arancı, dilemi, inşâî ~ biçimleyici aranç, dilem (Gestaltungsklage), men' ~sı: giderme arancı, dilemi, tesbît ~ sı: belirtme (saptama) arancı, dilemi.
- Yargılıklarca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar için, yasada gösterilen yöntemine göre açılan ve yapılacak yargılama sonucunda, yargıcın kararıyla yargıya bağlanan uyuşmazlıklara ilişkin istemler.
- Bk. kanıtsav
- Takib edilen fikir, iddia. (Osmanlıca'da yazılışı: da'vâ)
- Lawsuit.
dava açılması zorunluğu ilkesi
- Ceza kovuşturması için yeter kanıtlar ve olaylar bulunduğunda, C. Savcısının kamu davası açma yükümü.
- Principle of compulsory public prosecution.
- Principe d'obligation de poursuite
takip
- Yetişmek, yakalamak veya bulmak amacıyla birinin arkasından gitme, izleme
- Ardınca gitme veya gelme.
- Kovuşturma, kovuşturulma.
- İzinden gitme, uyma, izleme.
- Geri çekilmekte olan düşmanı yenmek, yok etmek için yapılan hareket.
- Izlem
- Bk. izleme
- Pursuit.
- Tracing.
- Chase.
anlaşma
- Devletler arası siyasal, ekonomik, kültürel vb. alanlarda yapılan uzlaşma ve bu uzlaşmanın tespit edildiği belge, uyuşma, itilaf, antant.
- Sözleşme.
- Anlaşmak işi.
- Düşünce ve amaç bakımından birleşip uyuşma. krş. sözleşme
- Agreement, protocol.
- Agreement.
- Settlement.
- Deal.
- Bargain.
- Accord.